Daha kaç can toprağın kara bağrına bırakılacak. Kaç can yanacak, kaç annenin yüreğine kor ateşler düşecek.
Gün yok ki başıboş sokak köpeklerinin saldırılarıyla sarsılmayalım. Yetmedi mi sokak köpeklerinin vahşet ve dehşeti!
Birkaç gün önce Hakkari'de başıboş sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan 12 yaşındaki küçük Eslem hayatını kaybetti.
Küçük Eslem’in acısı daha taze iken bir acılı haber de Diyarbakır’dan geldi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde başıboş sokak köpekleri 5 yaşındaki çocuğa saldırmış, çocuk kafasından yaralanmış.
Daha kaç masum vatandaşımızın canı başıboş sokak köpeklerine kurban edilecek. Yetmedi mi köpek terörüne göz yummak.
Bu ne sorumsuzluk, bu ne aymazlık. İnsanın canı bu kadar ucuz olmamalı. İnsana verilen değer bu mu?
Bunlar yaşanırken, şöyle Türkiye’de mevcut başıboş köpek sayısı ve köpeklerin saldırısına uğrayan vatandaşların sayısına baktığımızda iş çok ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor.
2024 yılı itibarıyla, Veteriner Hekimler Derneği gibi bazı kaynaklar, Türkiye'deki başıboş sokak köpeği popülasyonunun 4 ila 10 milyon arasında olduğunu belirtiyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2023 yılında kayda geçen kuduz riskli temas sayısı 437 bin 601 olarak geçiyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, evcil hayvanlar da dahil olmak üzere 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin iken, 2023 yılında bu sayı iki katına yakın artarak 438 bine ulaşmış.
Bu tablonun insan hayatı ve sağlığı açısından ürkütücü boyutlarda olduğunu görüyoruz.
İçişleri Bakanlığı verilerine göre son 5 yılda hayvana çarpma ile gerçekleşen 3 bin 534 trafik kazasında, 55 ölüm ve 5 bin 147 yaralanma vakası kayıtlara geçiyor.
Son 2 yılda 107 kişi köpek saldırıları nedeniyle hayatını kaybetti.
Sokakların güvenli olmasını isteyen vatandaşlar yetkililerden çözüm bekliyor.
Güvenli Sokaklar ve Yaşam Hakkını Savunma Derneğince (GÜSODER) hazırlanan "Başıboş Köpek Sorunu Raporu"ndan derlenen bilgilere göre, Türkiye'de yaşayan yaklaşık 5 milyon sahipsiz köpek doğrudan veya dolaylı yollardan insanların ölmesine ve yaralanmasına neden oluyor.
Raporda, köpek popülasyonunun arttığı, her doğan yavrunun yaşadığı varsayımıyla bir bölgedeki dişi ve erkek köpeğin bir yıl sonunda 16 yavrusu olduğu ve rakamın yıllara vurulduğunda popülasyonun katlanarak arttığı kaydediliyor.
Raporda, son 2 yılda Türkiye'de 50'si çocuk, 107 kişinin köpek saldırılarında hayatını kaybettiği ifade ediliyor.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verilerine göre de Türkiye'de kuduz riskli temas sayısı 2023'te 438 bine ulaştı. Özellikle köpek dışkısından bulaşan ve çok ağır cerrahi maliyetleri olan "kist hidatik" hastalığı 2005-2019 arasında 8,8 kat arttı.
Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) yayımladığı "Kuduz Riskli Temasın Yüksek Olduğu Ülkeler" ve "Kist Hidatik Tehlikesinin Yüksek Olduğu Ülkeler" haritasında "yüksek tehlike" kategorisinde yer alıyor.
Son 5 yılda başıboş köpekler yüzünden 3 bin 476 trafik kazası meydana geldi, bu kazalarda 67 kişi hayatını kaybetti.
Parklara başıboş sokak köpeklerinden dolayı korkudan çocuklarımız değil kendimiz bile rahat rahat gidip gelemiyoruz.
Yaşlılarımız camiye gidip gelemiyor. Hastanelerimiz, okullarımız, AVM'ler, hatta ulaşım araçlarımız, toplu taşıma araçlarımız bile bu köpeklerin istilası altında olduğunu günlük hayatımızda görüyoruz.
Bu artık sürdürülemez bir durum değil mi?
Bu konuyla ilgili Türkiye çapında standart ya da bölgeye özel çözümler bulması gerekmiyor mu?
Olmazsa olmazımız sokaklarda başıboş köpek olmasın, çocuklarımız ve halkımız güven içinde olsun.
Söz konusu veriler başıboş sokak köpeklerine karşı ciddi tedbirlerin hayata geçirilmesini kaçınılmaz kılıyor.
Sorunun çözümü, sorumlulukları yasal olarak üstlenen kurumlardan geçiyor. Ama kurumlar ne kadar görevini yapıyor, o da ayrı bir muamma.
Yapılan son düzenleme ile birlikte başıboş sokak köpeklerin sorumluluğu belediyelerde.
Belediyelerin bu konuda görevlerini yerine getirip getirmediğinin denetlenmesi valiliklerin elinde.
Yaşanan bunca saldırılardan ve Diyarbakır sokaklarında başıboş sokak köpeklerinin her yerde çeteler ve gruplar halinde tehlike saçmaları şu kanaati oluşturuyor; Belediyeler başıboş sokak köpekleri ile ilgili yasal sorumluluklarını yerine getirmiyor, valilik de belediyeleri denetlemiyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi köpek saldırılarıyla ilgili sessizliğini koruyor. Valilikten de bir ses yok. Ses mazlumdan çıkıyor. Küçük yavrumuzdan çıkıyor. Ama bu sesi ve sesleri belediyeler ve valilikler işitmiyor yada işitmek istemiyor. Olan yine halkın canına oluyor, masum çocuklara, garibanlara oluyor. Yazık çok yazık.
Konu köpeklerden açılmışken CHP’nin köpeklerle ilgili atmış olduğu adımlar akla başka mevzuları getiriyor.
Tarihler 28 Temmuz 2024’ü gösterdiğinde sokak hayvanları düzenlemesi Meclis'ten geçerken CHP ret oyu kullanmıştı. CHP sokak köpekleri hakkında yasallaşan kanuna itiraz etmiş, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürerek iptali hakkında başvuruda bulunmuştu.
Bir zamanlar CHP kirli geçmişinden dolayı helallik dilemek üzere bir söylem geliştirmişti.
CHP geçmişe dair helallik dileyecek adım atmadı. Sadece bir konuda helallik dileyecek adım attı. Attığı adım ilginç, sahipsiz köpeklerden helallik dilemek oldu.
Tarihler 1932’yi gösterdiğinde CHP tarafından başıboş sokak köpeklerinin itilaf edilmesine yönelik bir karar alınmış.
Dr. İlber Ortaylı’ya göre söz konusu karar 13 Haziran 1932 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmış, genelgeye göre, 'sahipsiz ve maskesiz dolaşan köpeklerin itlaf edilmesi' kararlaştırılmış.
Başıboş sokak köpeklerine sahip çıkıp vatandaşın canını hiçe sayan CHP, geçmişte sahipsiz köpeklerin itilafından dolayı başıboş köpeklerden helallik dilemiş.
Aynı CHP son çıkan başıboş sokak köpekleri hakkında yasal düzenlemeye niçin karşı çıktığı da iyi anlaşılmış oluyor.
CHP’nin helallik dileyeceğiz dediği söylemi başıboş köpekler içinmiş meğer, biz daha yeni anlıyoruz. CHP’nin nasibinde yok muş, halka helallik dilemek.
Biz gelelim DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin başıboş sokak köpekleri hakkında vurdumduymazlığına.
DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi halkın canını hiçe sayıyor… Kaç can gitmiş umurlarında değil. Bu halk sizlere oylarını verirken, canlarını hiçe saymanız için vermedi. Çocukları sokak köpekleri tarafından parçalansın diye hiç vermedi.
Diyarbakır'da başıboş sokak köpekleri, halkın can güvenliğini tehlikeye atarken, söz konusu köpekleri barınakta tutma zorunluluğu olan DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi sorumluluklarını yerine getirmiyor.
Yapılan son düzenleme ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa göre (m.7/1-m) hayvan barınakları yapma ve yaptırma görevi DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine ait.
Buna göre 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na göre, DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların can güvenliğini sağlamak zorunda olup, sokak hayvanlarına barınak yaptırmak ve bu barınakları işletmekle görevli olduğu belirtiliyor.
Bununla birlikte DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, sokak hayvanlarının tıbbi bakımlarını yaptırmak hatta kısırlaştırılmasını sağlamak gibi görevleri de bulunuyor.
Aynı kanun ve ilgili yönetmeliklere göre, sahipsiz hayvanların gözetimi ve bakımı belediyelere verildiği halde DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kanuni ve insani sorumluluklarını yerine getirmeyerek halkın can güvenliğini hiçe sayıyor.
DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, başıboş sokak köpeklerine karşı halkın can güvenliğini sağlayacak şekilde hizmet yapmadığından, sokak köpekleri her yerde kol geziyor. Diyarbakır’da onlarca halk, sokak köpeklerinin saldırısına uğrayarak mağdur duruma düştü. Belediye halkın canını hiçe sayarak başıboş köpekleri toplamadı.
Sokak hayvanlarının saldırısıyla ilgili sorumluluğun kimde olduğu konusunda Danıştay’ın benimsediği görüş, bu durumun belediyelere ait olduğu belirtiliyor.
Sahipsiz hayvanların neden olduğu saldırılar sonucunda sorumluluk ve zararların tazmini, saldırının gerçekleştiği belediyenin sorumluluğunda.
Saldırıya uğrayan halktan birinin zararın tazmini için belediyeye karşı maddi veya manevi tazminat davası açma hakkına sahip olduğu belirtiliyor.
Son yasal düzenlemeye göre, sahipli hayvanını sokağa terk edenlere yönelik idari para cezaları artırılırken, bakımevlerindeki hayvanları başka bir yere bırakan belediyelere de yaptırım uygulanması gerekiyor.
Mülki idarecilere sitem eden Diyarbakır halkı, söz konusu cezaların uygulanmadığı kanaatinde.
Diyarbakır'da sokak hayvanlarının kol gezmesi yasal düzenlemenin ne kadar uygulandığı sorusunu akıllara getiriyor.
Diyarbakır halkı, yetkili mercilerden başıboş sokak köpeklerinin toplatılmasını ve yasal mevzuatın uygulanması konusunda duyarlılık gösterilmesini bekliyor.