Siber güvenlik, dijital çağın en önemli meselelerinden biri haline gelmiştir. Ancak bu konuda genellikle teknolojik boyut öne çıkarken, insani ve ahlaki tarafı gölgede kalmaktadır. Siber güvenliğin sadece bir teknoloji meselesi olmadığını, aynı zamanda insanlara yönelik etik ve insani bir sorumluluk olduğunu anlamamız gerekiyor.

Siber Güvenliğin Temel Amacı

Siber güvenlik, bireylerin, kurumların ve toplumların dijital ortamda korunmasını amaçlar. Bu koruma, aşağıdaki unsurları kapsar:

1.        Veri Mahremiyeti: Kişisel bilgilerin izinsiz erişimlere karşı korunması.

2.        Dijital Altyapı Güvenliği: Kamu ve özel sektörün teknolojik altyapılarının zarar görmesini önlemek.

3.        Kritik Bilgilerin Güvenliği: Devletler ve toplumlar için stratejik önem taşıyan bilgilerin korunması.

Bu unsurların hepsi, yalnızca teknik çözümlerle değil, aynı zamanda etik ilkelerle de şekillendirilmelidir.

Kime Karşı Savunma?

Siber güvenlikte savunma ihtiyacının doğduğu başlıca aktörler şunlardır:

1. Siber Suçlular

Hacker grupları ve bireyler, kişisel çıkarları için sistemlere zarar verebilir. Bu gruplara karşı savunma, hem teknolojik hem de hukuki tedbirlerle sağlanmalıdır. Ancak, suçluların da birer insan olduğu ve topluma yeniden kazandırılmaları gerektiği unutulmamalıdır.

2. Düşmanca Devletler

Devlet destekli siber saldırılar, ulusal güvenlik için büyük bir tehdit oluşturur. Bu bağlamda savunma, hem teknolojik kapasitenin artırılması hem de diplomatik yolların kullanılmasıyla gerçekleşmelidir.

3. Şirketler ve Özel Kuruluşlar

Büyük şirketler, bazen kâr amacıyla kullanıcılarının mahremiyetini ihlal edebilir. İslam’ın ticaret ahlakı ve adalet anlayışı, bu tür uygulamaların önlenmesini gerektirir.

İnsani ve Ahlaki Boyut

Adalet İlkesine Dayalı Savunma

Siber güvenlik çalışmaları, yalnızca güçlüleri değil, aynı zamanda zayıf ve korunmasız bireyleri de savunmayı hedeflemelidir. İslam’da adalet ilkesi, her bireyin haklarının korunmasını zorunlu kılar.

Zararı Minimize Etmek

Bir saldırıya karşı savunma yapılırken, bu savunmanın başka birey veya gruplara zarar vermemesine dikkat edilmelidir. Peygamber Efendimiz (sav), “Zarar vermek de zarar görmek de yoktur,” buyurarak bu ilkeyi açıkça ifade etmiştir.

Eğitim ve Farkındalık

Siber güvenlik yalnızca uzmanların işi değildir. Bireylerin bilinçlendirilmesi, toplumsal bir savunma mekanizması oluşturmanın temel taşıdır. İnsanlara dijital dünyada nasıl güvenli kalacaklarını öğretmek, uzun vadeli çözümler sağlar.

Siber güvenlikte temel mesele, teknolojik sistemleri korumanın ötesinde, insanı ve onun haklarını koruma bilincine ulaşmaktır. Kime karşı savunma yaparsak yapalım, niyetimiz adaleti ve hakkaniyeti gözetmek olmalıdır. İnsanın mahremiyetine ve haklarına saygı duymak, yalnızca teknik bir zorunluluk değil, aynı zamanda dini ve ahlaki bir sorumluluktur.