Birçok peygambere, sahabeye, tabiin, evliya, veli ve alimlere ev sahipliği yapmış şehrimin hali içler acısı…Şehri tanıtmak kültür ve inanç turizmi açısından kalkındırmak gerekiyor. Özellikle inanç turizmi açısından yeni bir imaja ve reforma ihtiyaç duyuluyor.
Çukur olaylarından sonra surların bulunduğu alanda şehrin tarihi dokusuna zarar vermeden yeniden restorasyonu gerçekleştirildi.
Restorasyonu bittikten sonra birçok işletme tarihi mekanların manevi ruhuna, amaç ve değerlerine aykırı iş yerleri açtı. Bu işletmeler tarafından şehitlerin kanlarıyla sulanmış tarihi mekanlar birer alkol, fuhuş ve uyuşturucu kullanım mekanlarına dönüştürüldü.
Gayri meşru eğlence mekanlarına dönüştürülen tarihi yapılar kullanım amacının dışına çıktı. Birer kumarhane, gazino, fuhuş, alkol ve madde bağımlılığına dönüşmesi manevi dokuya zarar veriyor. Tarihi mekanlar tarihin ruhuna göre işletme hakkı verilmeliydi ancak her ne hikmetse bu konuda herhangi bir düzenlemeye de gidilmedi.
Sahil kentlerde bile yapılmayacak kötülükler bu mekanlarda hiçbir ölçü ve kaide tanımadan ve sınırlandırılmadan yapılıyor. Surların kenarına bir deniz getirseydik, bu kadar kötülük görmezdik sanırım.
Filmlere konu olmuş tarihi mekanlarda işlenen her türlü haram günah, bugün günlük hayatımızda maneviyatın ve medeniyetin beşiği olan şehrimizin tarihi mekanlarının içinde işleniyor.
Bu kısa hatırlatmadan sonra Diyarbakır’ımızın tarihi mekanlarında bir seyran eyleyelim. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan kadim şehrin kale ve burçları dimdik ayakta duruyor.
Diyarbakır Kalesi, İçkale ve Dış Kale olarak iki bölümden oluşuyor. Kentin kuzeydoğusunu sınırlandıran İçkale kesiminin, ilk yerleşim yeri olarak çekirdeği oluşturduğu düşünülüyor.
Diyarbakır surlarının inşası ile ilgili farklı kaynaklar değişik tarihler sunmakta ancak ortak olarak 4’üncü yüzyılın ortalarına işaret ediliyor.
Diyarbakır surlarının çevre uzunluğu yaklaşık 5 bin 200 metre iken İçkale’nin Suriçi’nde kalan bölümünün uzunluğu 599 metre olarak kayıtlarda geçiyor.
İçkale ile birlikte sur duvarlarının toplam uzunluğu yaklaşık 5 bin 800 metre olduğu tespit edilmiş.
Sur duvarlarının yaklaşık 645 metrelik bölümü çeşitli sebeplerle yıkılmış veya yıktırılmış, bu yıkılan ve yıktırılan kısımların yeniden tarihi dokusuna uygun bir şekilde inşa ve restore edilmesi gerekiyor.