Hedefi olan ama yönünü kaybeden bir gençlikten pusulasını yeniden hakikate çevirecek bir nesle…
“Genç” kelimesi, Farsçada “hazine” anlamına gelir. Ne kadar da anlamlı, değil mi? Çünkü gençlik, gerçekten de insanın sahip olabileceği en büyük bir hazinedir. Bu hazineyi doğru kullanmak, sadece bireye değil, ümmete de fayda sağlar. Ancak bugün gençlik, bu değerin farkında olmadığından zamanını boşa harcıyor ve yanlış yönlendirmelerle elde kalan sadece pişmanlık oluyor. 21.yüzyıl, gençliğe her şeyi sundu ama istikameti elinden aldı. Bugün gençlik, nereye gittiğini bilmeden yürüyor. Hedef var ama yön yok. Gençlik, pusulasını kaybetti; çünkü pusulanın gösterdiği yönü unuttu. İşte bu unutulan pusulanın ibresi: Hakikatti. Bir zamanlar hayal kurup kendimizi sorgularken “ALLAH razı olur mu?” diye düşünen bir gençlik vardı. Şimdi ise “ Sosyal medyada kaç kişi beğenir, nasıl makam sahibi olurum, daha kolay bir yoldan nasıl zengin olurum, daha rahat nasıl yaşayabilirim, ailemden ve çevremden uzak bir şekilde özgür yaşayabilir miyim ?” diye soran bir gençlik var. İşte tam da bu yüzden, yeniden pusulamızın ibresi olan hakikate çevirmeye muhtacız.
“Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur.” (Ra’d, 28) Bu ayet; pusulasını kaybetmiş gençliğin, kalplerindeki boşluğu ve yön kaybını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. Eller telefonlarda, parmaklar ekranlarda dolaşıyor; fakat kalpler boşluğa düşmüş, gözlerde büyük hedefler, cümlelerde ise iddialar var ama gönüllerde pusulasını kaybetmiş bir gençlik hüküm sürüyor. Oysa yönü olmayan bir hedef, sadece yorulmuş bir bedenden ibaret değildir. İşte bundan dolayıdır ki pusulasını kaybeden gençlik bu ayet üzerinden düşünerek o hakikati, doğru yönü bulacaktır.
Peki, pusulasını hakikate çeviren gençlik nasıldı? Gelin, tarihe yön veren genç örneklere birlikte bakalım. Hz. Muhammed (S.A.V) döneminde gençler sadece dinleyen değil, sorumluluk alan bir nesildi. Hz. Ali’nin hayatına baktığımız vakit, henüz on yaşındayken İslam’a ilk iman eden genç oldu. Hicret gecesinde Peygamberimizin yatağına yatarak ölüm pahasına O’nu korudu; cesaretiyle imanın ne demek olduğunu gösterdi. Bir başka örnek ise Mus’ab bin Umeyr’dir; Mekke’nin en zengin ve gösterişli gençlerinden biriydi; İslam’ı seçince ailesi tüm imkânlarını elinden aldı. Buna rağmen davasından dönmedi, Medine’ye ilk öğretmen olarak gönderildi ve orada İslam’ın kök salmasına vesile oldu. Bir gün Uhud Savaşı’nda Mus’ab şehit edildiğinde, vücudu yırtık bir elbiseyle örtülmeye çalışıldı. Resûlullah (s.a.v.) onu görünce gözyaşlarını tutamadı ve “Medine’de senden daha değerli bir gencin olduğunu bilmiyorum.” buyurdu. Zeyd bin Sabit genç yaşta vahiy kâtibi oldu; hem Arapça hem İbranice öğrendi. Kur’an’ın toplanması sürecinde Hz. Ebubekir ve Hz. Osman döneminde baş sorumlu olarak görevlendirildi. Bu da onun ilme olan gayretinin ümmet için nasıl bir mirasa dönüştüğünü gösterir. Yine ir genç vardı ki, ilmiyle ümmete hizmet etti. Usame bin Zeyd; sadece on sekiz yaşındayken Resûlullah tarafından büyük bir ordunun komutanı yapıldı. Yaşça kendisinden büyük sahabeler ona itaat etti, çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) “Usame komutanlığa layıktır.” buyurarak gençlere olan güvenini açıkça gösterdi.
İmam Gazali de gençliğe olan öğütlerinde aynı vurguya dikkat çeker. “Gençliğini boşa harcama; çünkü geçip giden zaman geri gelmez. İlim ve ahlakla meşgul ol ki, kalbin huzur bulsun ve ileride pişmanlık yaşama.” Bugün de bu öğüt geçerliliğini koruyor. Gazali’nin sözleri bize hatırlatıyor ki, gerçek değer, yönümüzü doğru belirlemek ve zamanı boşa harcamamaktır. Pusulasını kaybetmiş gençler hâlâ aynı sınavla karşı karşıya: Hedef var ama yön yok. Sahabe örnekleri ve Gazali’nin öğütleri bize gösteriyor ki, pusulamızı hakikate çevirmek ve zamanı doğru kullanmak hem bireysel hem toplumsal olarak vazgeçilmez bir sorumluluktur.
Bugün gençlik, kaybolan pusulasını yeniden bulmak zorundadır. Eller ekranlarda, gözler hedeflerde, fakat gönüller yönsüz; işte tam da bu yüzden, hakikate yönelmek her zamankinden daha önemlidir. Genç kardeşim, pusulan senin kalbindedir; doğru niyet, iman ve gayretle onu yeniden hakikate çevir. Geçici hevesler ve boş meşguliyetler seni yoldan çıkarabilir, ama Allah’ı rehber edinir, Peygamberimizin izinden gider ve sahabenin örnek hayatlarından ders alırsan, pusulan tekrar sana doğru yönü gösterecektir.
Unutma, kaybolan pusulayı bulan gençlik, sadece kendi hayatını değil, ümmetin geleceğini de aydınlatır.