Ulu Beden Burcu ya da bilinen diğer adıyla Evli Beden Burcu…

Evli Beden Burcunun ibret verici hikayesini okuyunca, eskiden büyüklerimizin evliliğe ve aile kurumuna ne kadar büyük bir önem verdiklerini gördüm.

Hikaye şöyleymiş…

Eskiden evlenip te yuva kuramayanlara bu burç yuva olurmuş… nice ailenin ve ocağın yeşermesine vesile olmuş Evli Beden Burcu.

Eskiden yoksul aileler tarafından barınak olarak kullanıldığı için halk arasında Evli Beden Burcu olarak tabir edilmiş.

Nice aileye yuva oldu… evsiz barksız ailelerin yuvasını ayakta tuttu… evlilik kurumunu devamını sağladı bu mübarek burç.

Bundan olsa gerek Diyarbakır başta olmak üzere Doğu illerinin çoğunluğunda aile kurumunun bambaşka bir kutsallığı vardı.

Vardı diyorum… geçmişe vurgu yaparak diyorum…

Şimdi ise durum içler acısı maalesef.

Evli Beden Burcu, Diyarbakır’da evlilik oranlarının düştüğünü, içler acısı halini görseydi ve dile gelseydi, herhalde büyük bir ağıt yakardı, ne hallere geldik diye.

Geçmişe meydan okurcasına halen dimdik ayakta duran ve kutsal aile kurumunun muhafızı Evli Beden Burcu’nun varlığı tarihi iyi okumamıza ve aile kurumunun yeniden inşa etmemize fikir kaynağı olmalı.

Artık Diyarbakır ve Doğu illerinde aile kurumu eskisi gibi ayakta kalmayıp çok çabuk çözülüyor.

Türkiye geneli evlilik ve aile olmak önemini yitirdiği gibi Diyarbakır'da da aynı tablo söz konusu.

Tehlike çanları çalıyor. Tablo ortada…

TÜİK verilerine göre Türkiye geneli evlilik oranları düşerken, boşanma oranları da arttı. Boşanan boşanana… neredeyse boşanmak bir moda haline geldi.

Aile kurumunun çöküşe geçtiği bir dönemde Diyarbakır’da evlenenlerin sayısında bariz bir azalma olurken, boşananların sayısında da müthiş bir artış olmuş.

Diyarbakır'da da maalesef durum hiçte iyi gözükmüyor. Evliliğe, aile olmaya büyük önem veren Diyarbakırlılar 2024 yılında en yüksek boşanma oranlarına ulaştı.

Öyle bir hale geldi ki Diyarbakır son beş yılın boşanma rekorunu kırdı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Diyarbakır'da 2024 yılında evlenme ve boşanma oranları ne durumlara geldiğimizi gösteriyor.

Diyarbakır'da evlenme oranları 2024 yılında 12 bin 508'e ulaştı.

Diyarbakır’da 2020 yılında 10 bin 380 olan evlenme oranı, 2021'de 11 bin 734, 2022'de ise 12 bin 492’ye yükselmiş….

Diyarbakır’da 2023 yılında evlilik oranları 10 bin 626’ya düşmüş… neredeyse 2020 yılının seviyelerine gerilemiş.

2023 yılına geldiğimizde Diyarbakır’da evlilik oranlarında müthiş bir düşüş söz konusu. 2024 yılının evlilik oranları ile 2022 yılının evlilik oranları neredeyse aynı seviyede.

Çok fazla rakamlara boğulmadan evlilik oranlarının düşmesi iyi bir durumda olmadığımızı gösteriyor. Gençler yuva kurmuyorsa haram ve günaha dalma oranlarının da yüksek seviyelerde olduğunun işaretini veriyor.

Diyarbakır'da evlenme oranlarının hızının düşmesi gençler niçin evlenmiyor, yuva kurmuyor, sorusuna cevap bulmak zorundayız.

Aile yapısı bakımından ailesine düşkün olan Diyarbakırlılar arasında da boşanma oranlarında büyük bir artış yaşanmış.

Diyarbakır’da boşanma oranları 2020 yılında bin 61, 2021 yılında bin 592, 2022'de bin 758, 2023 yılında bin 626 olarak kayıtlara geçti. Yıl 2024 Diyarbakır'da bin 912 boşanma gerçekleşmiş.

Her yıl Diyarbakır’da boşanma oranları kat be kat katlanmış, 2024 yılında son beş yılın en yüksek boşanma oranına ulaşmış.

Bu olumsuz tablo ne durumlara geldiğimizi gösteriyor.

Diyarbakır’da evlenme oranlarının düşmesi ve boşanma oranlarının yükselmesi, aile yapısındaki dinamiklerin yok olmaya doğru gittiğini gösteriyor.

Peki Diyarbakır gibi ailesine düşkün bir memlekette neler oldu da bu hallere geldi. Ekonomik nedenleri öne sürebilirsiniz. Ekonomik nedenler aile kuramamaya ve boşanmaların artmasına bir etken olabilir ancak bu sorunun asıl kaynağı olamaz.

Çok eskiler anlatırdı. Bölgemizde başlık parası denilen cahili bir adet vardı. Yıllarca çalışır, başlık parasını toplar ondan sonra evlenebilirdi. Şimdi öyle bir adet te yok. Ekonomik olarak eskisi gibi evliliği zorlaştıran etkenlerde yok.

O zaman meseleye farklı bir pencereden bakmak zorundayız.

Diyarbakır’da yaklaşık 30 yıldır, lgbt gibi sapkın akımlar, sapkınlığı yayıyor. Bu sapkın akımlar her platformda aile kurumunu kötülüyor.

Eşler arasında en ufak bir tartışmada mahkeme kararları ile evden uzaklaştırmalar veriliyor. Boşanan erkek, ömür boyu nafakaya mahkum ediliyor.

Ve en önemlisi de basın, medya ve siyaset kurumu sürekli olarak aile kurumuna yönelik itibar suikastı yapıyor.

Bu durum, Diyarbakır’da toplumsal tahribatın yaşanmasına, aile kurumunun çözülmesine, aile yapısının bozulmasına, aile kurumunun çökmesine neden oldu.

Özellikle DEM parti yetkilileri her platformda "Aile en büyük gericiliktir" gibi sözleri sarf ediyor. Diyarbakır’da aile kurumunun çökmesinde, aileyi gericilik olarak gören zihniyetin büyük bir payı var şüphesiz.

Bunun neticesinde yuvalar dağıldı. Evlilik oranları azaldı. Ve artık gençler evlenmek istemiyor. Bu yüzden evlilik yaş ortalaması da her geçen gün ileri yaşlara kadar ilerliyor.

Diyarbakır'da 2024 yılında ortalama evlenme yaşı erkeklerde 28,1, kadınlarda ise 25,6 olarak kaydedildi. Kaba evlenme hızı ise binde 6,85 olarak hesaplandı. TÜİK'in verileri, yıllar içinde Diyarbakır’da evlenme yaşının yükseldiğini ve çiftlerin evliliğe daha ileri yaşlarda adım attığını gösteriyor.

Şimdi gel gelelim Evli Beden Burcuna… bu burçtan esinlenerek yuva kurmak isteyen gençlerimizi maddi ve manevi olarak desteklemek zorundayız.

Ve yine bu burçtan ilham alınarak genç evlilere, merkezi ve yerel yönetimler tarafından kaynaklar aktarılması şart.

Evli Beden Burcunun tarihi ve mimari yapısını, estetiğini, sanatsal yapısını, taşlarının özelliklerini, inşa ve yapılışında geçen süreci kaleme alacaktım… Evli Beden Burcunun vesilesi ile yok olmak üzere olan aile yapımızın kurtarılması ve yeniden inşa edilmesine değindim.

Tarih tekerrürden ibarettir… bazı yapılar sadece yapı değil, aynı zamanda kültür, inanç ve manevi birçok anlamları da barındırıyor. Evli Beden Burcu da bu yapılardan biri.

Evlilik kurumunu yeniden ayakta tutmak zorundayız. Yerel ve merkezi yönetimlere büyük işler düşüyor. Bu konuda yasal bir zorunluluk getirilmeli… Aile kurumunu destekleyecek programlar hayata geçirilmeli.

Aile kurumunu itibarsızlaştıran başta siyaset kurumu olmak üzere tüm şer odaklarına karşı tedbir alınmalı, geleceğe ümitle bakabilelim. Yoksa tablo hep karanlık kalacak.