Diyarbakır burçları arasında en eski tarihe dayandırılan burcun hangisi olduğunu yaptığım bu araştırmada öğrendim.

Yapı olarak en eski burç, Keçi Burcu imiş…

Keçi Burcu hakkında farklı efsaneler ve hikayeler öne sürülüyor. Bilinen şu ki Keçi Burcu gizemini koruyan bir burç… halen birçok gizemi ve tarihi kendi içinde bir sır olarak saklıyor ve bu sır daha da çözülmüş değil.

Keçi Burcu Mardin kapısının yüz metre doğusunda yer alıyor.

Keçi Burcunu ziyaret edipte anı fotoğrafını çekmemek olmaz… Ziyaretçiler mutlaka o anı hatıra olarak saklamak ister. Çünkü burç muhteşem bir konumda bulunuyor.

Keçi Burcunun üzerine çıktığınızda Dicle Nehri bir menderes gibi kıvrım kıvrım akıp gittiğini görürsünüz. Bir yandan Dicle Nehri diğer yandan Hevsel Bahçeleri, surların karşı tarafında On Gözlü Köprü, Gazi Köşkü ve daha nice güzel görsellerle ziyaretçileri büyülüyor.

Keçi Burcu tarih ve doğayı, geçmişi ve şimdiki zamanı bir nevi birleştiriyor, insanın fani olduğunu hatırlatıyor. Burcun tam karşı tarafından Mardin Kapı mezarlığını izleyenleri derin bir tefekküre daldırıyor.  “Her nefis ölümü tadacaktır” ayetini hatırlatıyor.

Bu dünyanın geçiciliğini ve faniliğini, ölümün ve ahiretin hak olduğunun engin tefekkürüne daldırıyor.

Surların içinde yaşayan nice beyler, ağalar, padişahlar, krallar vardı… hepsi bir ihtişamla ben benim diyordu, ama şimdi hiçbirinin belki de bir mezar taşı bile yok… hepsi o tarihi mezarlıkta medfun… İnsan tüm faniliğiyle beraber geride bıraktığı esrelerle bile ismi anılmıyor.

Sadece Keçi Burcu değil, burçların tamamı ziyaretçileri; İnanç, kültür, tefekkür, tarih ve doğa ile iç içe geçmişe doğru bir yolculuğa götürüyor.

Burçlardan konu açılmışken… Diyarbakır’ın dış surlarında 82 burç, surlarla bütünleşik bir vaziyet alan iç kale üzerinde ise 19 burç bulunuyor.

Tarihi vesikalarda 82 burcun üçü 1930’lu yıllarının CHP’si döneminde yıktırılmış. Tarihe ve geçmişe sahip çıkmayan bir zihniyetin ihmalkarlığı yüzünden dört burcun üst katları ise zamanla yıkılmış. Söz konusu dört burcun giriş katları yorgun bir vaziyette duruyor.

Savunma amaçlı tasarlanan burçlar genellikle üç veya dört katlıdır. Kapalı mekânları iki kattan oluşur. Zemin katları depo, birinci ve üst katları ise askerlerin kaldığı bölümler olarak kullanılmıştır. Zemin kat mekânları küçük boyutludur. Üst katlarda mekân boyutu artar. Burçların bazılarında iki teras katı bulunur. Burçların üst katına, sur içine bakan yüzlerindeki merdivenlerle veya burç içindeki merdivenlerle bağlantı sağlanır. Diyarbakır Surları üzerinde yer alan burçlar, dairesel, dörtgen veya çokgen planlıdır.

Keçi Burcu, sadece en eski burç olma özelliği ile ön plana çıkmıyor, aynı zamanda surlar üzerinde bulunan en büyük burç olma özelliğine sahip… İnşa tarihi bilinmemekle beraber 1223 yılında Mervaniler tarafından onarılmış. Burcun Bizanslılar döneminde tapınak olarak kullanıldığı tahmin ediliyor.

2015-16 Çukur olayları sırasında UNESCO Miras Alanı olan Diyarbakır surları ve burçları zarar gördü. Keçi Burcuda aynı şekilde dönemin çukur olaylarında tahrip edildi.

Keçi Burcu hakkında farklı efsaneler anlatılıyorsa da bu efsanelerin tutarlı bir dayanağı yok. Ancak şu bir gerçek ki bazı tarihi yapılar, tarihin gerçekliği içinde okunmalı.

Bin beş yüz yıldır İslam’ın beldesi olan surlar ve burçlar birçok manevi değeri de kendinde barındırıyor.

Bu tür tarihi mekanlara yapılan ziyaretlerde ziyaretçiler, yetkili merciler tarafından manevi değerlerin ön planda olduğu bir tanıtım ile tanıtmalı. Ziyaretçilere tarihin geçmişinden manevi hazzı alabilmesine olanak sağlanmalı.

Tarihi yerlere, surlara, burçlara ve camilere yapılacak ziyaretler manevi dokuya zarar vermemeli. Manevi dokunun ruhuna uygun hizmetler sunulmalı. Manevi hazzı alan ziyaretçiler bir daha Diyarbakır’ın yolunu tutacak şekilde program hazırlanmalı. Diyarbakır bölgemizin manevi başkenti, ilim, irfan ve kültür turizminin merkezi haline getirilmeli.