Her yıl 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası'nda engeli bireylerin sorun ve problemleri masaya yatırılıyor.
Birkaç sembolik göstermelik program ve konuşmalardan sonra engelli bireyler yine kendi hallerine terk ediliyorlar.
Anneler günü, babalar günü, engelliler günü ve daha ismini sayamayacağımız günlerin içine sıkıştırılmış bir toplum modeli inşa ediliyor.
Radyo ve televizyonlarda bugünlere özel programlar yapılıyor… Engellilik sorunu, engelliliğin önlenmesi ve engellilerin eğitimi konusu üstünde duruluyor.
Çeşitli seminerler, panel ve etkinlikler düzenlenerek toplumda engelli bireylerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesi masaya yatırılıyor.
Gün bitimine doğru ne anneyi ne babayı nede engelliyi hatırlayan kalmıyor.
Gerçek yaşamda ilgi ve hürmet görmesi gereken bireyler yılın diğer zamanlarında yalnız başlarına bırakılıyorlar.
Sözde farkındalık oluşturulmak için bu günleri kutladıklarını öne sürüyorlar. Taşın altında bir de ne çıksın… bu günleri istismar eden kapitalist sermayenin alışveriş çılgınlığını görüyoruz. Siyasi amaçlarına ulaşmak için bu günleri politik malzeme olarak kullanan haysiyet cellatlarını görüyoruz.
Özel günleri siyasi ve ticari istismara meze yapan zihniyetin insana ve insanlığa bir gram hürmetlerinin olmadığını görüyoruz.
Diyarbakır anneleri yıllarca evlat nöbetini tuttu… yaz demeden kış demeden… DEM parti bu anneleri görmezden geldi. Aynı durum engelli bireyler içinde söz konusu…
Diyarbakır'da gerçek hayata dezavantajlı durumda olan engelli bireylerin durumu içler acısı…
Engelli olmak… yürüyememek, dokunamamak, görememek, konuşamamak… zor bir imtihan. Bu imtihan da engelli bireylere kol kanat olmak gerekiyor.
Engelli bireylere sahip çıkmak toplum olarak hepimizin üzerinde ama birinci derecede sorumlu olan yerel yönetimler.
Yerel yönetimlerde de belediyeler bu sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor.
Engelli bireyleri rahatlatacak herhangi bir icraat DEM Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinden görmedik.
Belediyeler engellilerin sorunlarına çözüm getirmek zorunda ve mesul.
DEM'li belediye bu sorumluluğunu yerine getirecek hiçbir çalışma başlatmış değil.
Geçtiğimiz gün şehir içinde yolculuk yaparken üzücü bir manzarayla karşılaştım. Diyarbakır’da, bir engelli tekerlekli sandalyesiyle yolun ortasında düşmüş haldeydi.
Çok şükür, halkımız her zaman olduğu gibi duyarlılığını gösterdi. Ben de hemen yanına gittim, yardımcı olmaya çalıştım. Ancak öğrendim ki bu talihsiz olay, karşıdan karşıya geçerken yolun bozuk olması nedeniyle yaşanmış. Tekerlekli sandalyesi çukura girip devrilmiş…
Allah korusun, o esnada hızla gelen bir araç çarpsaydı, bunun sorumluluğu kimin üzerinde olacaktı? Elbette ki belediyenin. Halk olarak bunu hak etmiyoruz.
Bu yolları kullanmak herkesin hakkı. Özellikle de engelli bireylerimizin şehir içinde güvenle hareket edebilmesi, sosyal hayata katılabilmesi bir lütuf değil, bir haktır.
Hizmet etmek için geldiniz, hizmet edin. Diyarbakır halkı, hele ki engelli kardeşlerimiz bu ihmalkârlığı hak etmiyor. Bu çağrımız vicdanlara, sorumluluk sahibi yöneticilere!
Halkın oylarıyla geldiniz… halk karşıdan karşıya geçerken düşsün diye mi o makamları işgal ettiniz. Hani halka hizmet… halka hizmet bu mu?
Bu olaydan birkaç gün sonra Diyarbakır Kent Konseyi Engelliler Meclisi, engellilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine çağrıda bulunmuştu.
Diyarbakır'da engelli birey oranı Türkiye ortalamasının üzerinde… Ancak, engelli bireylerin istihdam, sağlık, erişilebilirlik ve eğitim olanaklarına erişimi ne yazık ki oldukça sınırlı ve belediyenin bu konuda bir çalışması da yok.
Size en basit bir örnek vereyim. Yolda yürüdüğümüzde engelli bireylere göre kaldırım yok, engelli bireylere göre duraklar dizayn edilmemiş, engelli bireylere göre üst geçitler tasarlanmamış.
Bir engelli üst geçitten karşı yola geçemiyorsa, DEM belediyesi ve yetkilileri ne kadar halka hizmet ettiklerini ortaya koyuyor.
Diyarbakır'ın birçok noktasında engellilere yönelik erişilebilirlik düzenlemeleri yok… Toplu taşıma araçları, yaya geçitleri, kaldırımlar ve kamu binaları, engelli bireylerin ulaşımını zorlaştırıyor.
DEM'li belediye, Diyarbakır'da şehrin genelinde yol, kaldırım, toplu taşıma, geçit, bina, imar ve ruhsat işlemlerinde engellilerin erişilebilirlik koşuluna bağlaması gerekiyor. Engelli kardeşlerimiz Diyarbakır'da belediyeden gerekli hizmeti göremiyorlar.
Şehrin genelindeki yapılar, tekerlekli sandalye, koltuk değneği ve baston kullanan bireyler dikkate alınarak inşa edilmiyor. Diyarbakır DEM belediyesinin engellilere yönelik bir hizmeti olmayınca engelliler gerçekten sokağa çıkmakta zorlanıyorlar.
Diyarbakır'da görme engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmak adına yapılacak hissedilebilir yüzeyler tasarlanmamış, görme engelli yollarda tıkandığında hayırsever biri ellinden tuttu tutu… ellinden tutmazsa vay haline…
Engellilerin istihdamına yönelik devlet teşvikleri ve özel sektör uygulamaları yetersiz olduğu gibi DEM'li belediyenin de bu konuda attığı bir adım yok.
Diyarbakır'da engelli bireylerin çalışma hayatına katılımı sınırlı bir durumda… engelli birey Diyarbakır'da fırsat eşitliğinden mahrum bırakılıyor. Belediye bu konuda üzerine düşen hiçbir çalışma göstermiyor.
Diyarbakır'da engelli birey, toplu ulaşımda yolculuk yaparken bile dışlanıyor. Hem de belediyeye bağlı araçlarda bu durumla karşılaşıyor.
DEM'li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine bağlı Özel Halk Kooperatifleri, engelli yolculara yönelik ayrımcı ve dışlayıcı tutum sergilediğini günlük hayata da görüyoruz, basından da duyuyoruz.
Uzun lafın kısası DEM Belediyesi engellileri unutmuş durumda…
Engelsiz bir yaşam için engellilere karşı DEM'li Diyarbakır belediyesi sorumluluklarını yerine getirmek zorunda… sorumluluklarını yerine getirmeyen bir belediye halka hizmet etmiş olmaz.
Halka hizmet etmeyen bir belediyeye yine halk sandıkta gerekli cevabı verecektir.