(Doğu ve Güneydoğu’dan Türkiye Geneline Kapsayıcı Bir Bakış)

İnşaat sektörü, insan yaşamının doğrudan içinde yer alan ve sadece konut değil; yol, köprü, baraj, havaalanı, endüstriyel tesisler gibi çok geniş bir alanı kapsayan dev bir endüstridir. Ne var ki ülkemizde bu sektör genellikle sadece konut üzerinden ele alınmakta, sektörün diğer bileşenleri çoğu zaman göz ardı edilmektedir.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri gibi kalkınmada öncelikli alanlarda ise inşaat, hem sosyo-ekonomik bir kaldıraç hem de stratejik bir yatırım sahasıdır. Bu makalemizde hem bölgesel hem de ulusal ölçekte inşaat sektörünün gerçekleri, sorunları, yapısal hataları ve çözüm önerileri detaylı biçimde ele alınacaktır.

 Sektördeki Temel Sorunlar

 Yalnızca Konuta Odaklı Yaklaşım

Türkiye’de inşaat sektörü denince çoğu zaman akla yalnızca konut gelmektedir. Oysa baraj, otoyol, köprü, liman, havaalanı, fabrika gibi altyapı ve endüstri yapıları da bu sektörün ayrılmaz parçasıdır. Planlamalarda ve raporlarda bu geniş kapsama yeterince yer verilmemesi, sektörü daraltmakta ve stratejik bakışı sınırlamaktadır.

Plansızlık Değil, Keyfî Değişim Sorunu

İmar planları teknik olarak 35 yıllık ya da daha uzun vadeli yapılır ve değiştirilmemesi esastır. Ancak yerel ve merkezi yönetimlerin rant amaçlı müdahaleleri sonucu bu planlar sık sık değişmekte, şehircilik ilkeleri hiçe sayılmaktadır. Sorun plansızlık değil, planlara sadakatsizliktir.

Denetimsiz Müteahhit Enflasyonu

Türkiye’de 453.000’den fazla müteahhit varken bu rakam Almanya’da 3.550, Fransa’da 1.800’dür. Her sermayesi olan kişinin sektöre girebilmesi, kaliteyi ve güveni düşürmektedir. Müteahhitlik, sertifika, tecrübe ve kurumsal yetkinlik gerektiren bir meslek haline getirilmelidir.

Bölgesel Bürokrasi Farklılıkları

İmar ve ruhsat süreçleri Türkiye genelinde standart değil. Bir ilde bir ay süren bir işlem, başka bir ilde 4-5 ay sürebiliyor. Bu durum hem yatırımcıyı caydırmakta hem de sektörde belirsizliğe yol açmaktadır. Tüm Türkiye'de şeffaf ve standart süreler belirlenmelidir.

Algı ve Güvenlik Sorunu

Doğu ve Güneydoğu’da geçmişte yaşanan güvenlik sorunları, hem iç hem de dış yatırımcı için caydırıcı olabiliyor. Ancak bu algının güncellenmesi gerekir. Çünkü bölgede yatırım yapan yerli sermayenin bile büyük bölümü yatırımlarını bölge dışında yapmaktadır. Bu da dış yatırımcının çekilmesini daha da zorlaştırmaktadır.

Ekonomik ve Altyapısal Engeller

 

Kredi ve Finansman Sorunu

Yüksek faiz oranları, dalgalı ekonomik yapı ve destek mekanizmalarının yetersizliği inşaat sektörünü ciddi şekilde yavaşlatmaktadır. Geçmişte sağlanan faiz destekleri bile konut fiyatlarındaki ani artışlarla etkisiz kalmıştır.

Altyapı Yetersizliği

Yeni imar alanlarında altyapı (yol, kanalizasyon, elektrik vb.) tamamlanmadan yapılaşmaya izin verilmektedir. Bu da hem yaşam kalitesini hem de maliyeti olumsuz etkiler. Önce altyapı, sonra imar ilkesi benimsenmelidir.

Örnek Bölge: Diyarbakır ve Çevresi

 

Diyarbakır gibi potansiyeli yüksek şehirlerde, doğru konut modeli ile hem yatırımcı kazanır hem halk refaha ulaşır.

Yerel Yapıya Uygun Konutlar

2+1 ve 3+1 daireler, geniş balkonlu, otoparklı, doğal ışığı bol ve sosyal alanları olan projeler tercih edilmelidir. Yüksek katlı yapılar yerine yatay mimari, bölgeye daha uygundur.

Sosyal Amaçlı Konut Üretimi

Site konsepti bazı avantajlar sunsa da; duvarlarla çevrili, “güvenlikli” yapılar sosyal eşitlik ilkesine zarar vermektedir. Güvenlik tüm şehirde sağlanmalı, parklar ve yeşil alanlar herkesin ortak kullanımına açık olmalıdır.

Devletin Rolü ve Yönlendirme Eksikliği

 

Teşvikler Yeniden Şekillendirilmeli

KDV indirimleri, harç muafiyetleri, yerli malzeme kullanımına yönelik teşvikler artırılmalı. Ancak bu teşviklerin geçici değil, uzun vadeli stratejilerle sunulması gerekir.

TOKİ ve İller Bankası Gerçeği

TOKİ konut üretir, kredi vermez. İller Bankası ise sadece yerel yönetimlere kredi sağlar. Dolayısıyla bu kurumlara yönelik yanlış beklentiler sektörde kafa karışıklığı yaratmaktadır.

Kentsel Dönüşümde Güven Esas Alınmalı

Yık-yap modeli değil, halkın rızasına ve güvenine dayanan bir dönüşüm anlayışı geliştirilmeli. Projelere garantili satış ve kira destekleri eklenmelidir.

Dijitalleşme: Yeterli Ama Etkisiz

 

Ruhsat ve imar süreçleri e-devlet ortamına alınmış olsa da, uygulamada gecikmeler ve teknik sorunlar devam etmektedir. Gerçek dijitalleşme için, bu sistemleri kullanan personelin yetkinliği ve sistemin sorunsuz çalışması sağlanmalıdır.

Kalkınma İçin Sadece Beton Yetmez

İnşaat sektörü Türkiye’de ekonomik büyümenin lokomotifi olmasına rağmen, planlama, şeffaflık, liyakat ve toplumsal fayda ilkeleri olmadan sürdürülebilir değildir. Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere tüm Türkiye’de inşaatın sadece metrekare değil, yaşam kalitesi üretmesi gerekir.

Yatırımcıyı sadece faizle, halkı ise sadece umutla değil; akılcı planlamayla, şeffaf kurallarla ve ortak fayda anlayışıyla yönlendirmek gerekir.