Doğal afetler, savaşlar, kazalar ve kaybolma vakaları gibi insani krizlerde zamanla yarışılır. Her saniyenin bir hayat anlamına geldiği bu durumlarda, teknolojinin sunduğu imkânlar hayati öneme sahiptir. İnsansız Hava Araçları (İHA) ve dronelar, bu noktada arama-kurtarma operasyonlarına hız, hassasiyet ve etkinlik kazandırarak büyük bir devrim gerçekleştirmiştir.
Depremde İHA ve Drone Kullanımı
6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye, asrın felaketlerinden biriyle sarsıldı. Kahramanmaraş merkezli bu büyük deprem, on binlerce can kaybına ve çok büyük yıkımlara neden oldu. Bu tür geniş alanlara yayılmış felaketlerde, İHA ve drone teknolojisi, arama kurtarma faaliyetlerinin hızlandırılmasında ve koordine edilmesinde kilit rol oynayabilir.
Bu depremde aktif görev alan sivil toplum kuruluşlarından biri de Umut Kervanı Arama Kurtarma ve Yetimler Vakfı idi. Vakıf, sadece sahada fiziksel varlığıyla değil, teknolojiyi etkin kullanma kabiliyetiyle de öne çıktı. Arama-kurtarma dronelarıyla çalışan Umut Kervanı ekipleri, bazı bölgelerde termal taramalarla enkaz altında kalan kişilerin yerini tespit etti. Bu yaklaşım, İHA teknolojisinin insani krizlerde nasıl bir rahmet aracına dönüşebileceğinin somut örneğidir.
İHA’lar Suç ve Kaybolma Vakalarında Ne Kadar Etkili?
Türkiye gündemine oturan Narin Güran cinayeti, kayıp şahısların bulunması ve olayların aydınlatılması konusunda teknolojik imkânların ne kadar kritik olduğunu bir kez daha göstermiştir. Kaybolan kişilerin aranmasında kullanılabilecek dronelar, yüksek çözünürlüklü kameraları ve harita entegrasyon sistemleriyle geniş arazi taramalarını kısa sürede gerçekleştirebilir. Bu gibi cinayet ve kayıp vakalarında İHA’ların gece görüşü, ısı algılayıcı sistemleri ve yüksek erişim kabiliyeti, kırsal veya ormanlık bölgelerde arama ve kurtarma birimlerine ciddi avantajlar sağlar. Bu da, sadece doğal afetlerde değil, suç ve insan kaçırma vakalarında da İHA’ların insani boyutunu göstermektedir.
İslami ve İnsani Boyutu
Rabbimiz “Kim de onu (bir nefsi/canı) ihya ederse/kurtarırsa, bütün insanları ihya etmiş/kurtarmış olur!” (Maide 5/32) buyurarak, insan hayatının korunmasını en büyük değerlerden biri sayar. Müslümanlar olarak teknolojiye sadece ekonomik ve siyasi araç olarak değil, insanlığa hizmetin bir aracı olarak bakmalıyız. Arama-kurtarma faaliyetlerinde kullanılan İHA’lar, bu bağlamda bir cihad hükmü taşıyabilir; zira bir canı kurtarmaya vesile olan her araç, mübarek bir amaca hizmet etmektedir.
Niyet ve Kullanım Amacı
Her teknoloji gibi, İHA’lar da niyete bağlı olarak ya hayra ya da şerre hizmet eder. Gözetleme, ihlal, manipülasyon gibi amaçlarla kullanıldığında zulüm aracı olurken; arama kurtarma, yardım, afet müdahalesi gibi amaçlarla kullanıldığında insanlık için bir rahmete dönüşür. Bu nedenle Müslüman toplumların, bu teknolojiyi üretme, geliştirme ve doğru alanlarda kullanma sorumluluğu vardır.
İHA ve drone teknolojisi, arama-kurtarma operasyonlarının vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Gerek afetlerde, gerekse kayıp-vaka vakalarında insan hayatına değer katan bu teknoloji, doğru şekilde geliştirildiğinde ve kullanıldığında ümmete hizmet eden bir cihad aracına dönüşebilir. Umut Kervanı gibi örnek kuruluşlar bu yolda önemli bir modeldir. Müslüman mühendisler, gönüllüler ve davetçiler, bu alanı yalnızca bir teknik konu değil, bir emanet ve ibadet alanı olarak görmelidir.