Şeyh Said Efendi hazretleri ve dava arkadaşı 46 alim ve mücahid, 26 Haziran 1925’te yani tam 1 asır önce Kemalist rejim tarafından idam edildi.

Yüzyıldır her şehadet yıl dönümünde rahmet ve minnetle anılıyorlar.

Bu yıl da Türkiye’nin farklı bölgelerinde anılmaya devam ediliyorlar.

29 Haziran Pazar gecesi Diyarbakır Şeyh Said Meydanı’nda Diyarbakırlılar tarafından yad edildiler, şehadetleri tebrik edildi ve davalarına bağlılık sözü verildi.

Seyh Said Meydanı’ndaki anma programına HÜDA PAR Milletvekili Faruk Dinç de katılarak önemli açıklamalarda bulundu.

Dinç, Şeyh Said Efendi’nin halkın gönlündeki yerinin Kemalistler tarafından iyi bilindiğini, bundan dolayı halk içinde onu itibarsızlaştırmak için çeşitli iftiralar attıklarını dile getirerek şunları söyledi:

“Şehid Şeyh Said Efendi Hazretlerini Kemalist zihniyet 3 farklı kişilik olarak sundu. Türkiye’nin batısına ‘O bir vatan hainidir, o Kürtçü bölücü bir adamdır.’ şeklinde sundu. Türkiye’nin doğusuna ‘O bir İngiliz ajanıdır.’ diye sundu. Batılı devletlere de ‘O bir Şeriatçdır, İslam hilafetini geri getirmek istedi.’ diye sundu.”

Faruk Dinç’in açıklamaları gerçekten Kemalist tarihin hezeyanlarını bir bir ortaya koydu.

Türklerin yoğun yaşadığı Batı illerinde, Şeyh Said’i bölücü Kürtçü diye göster…

Kürtlerin yoğun yaşadığı Doğu illerinde onu İngiliz ajanı diye göster…

Batılı dostlarına da onun şeriatçı olduğunu söyle…

Değişmeyen bir CHP zihniyeti…

Biz de soruyoruz Kemalistlere: “Şimdi Şeyh Said Hazretleri hangisi? İngiliz ajanı mı, bölücü-Kürtçü mü yoksa Şeriatçı mı?

Batılı devletlere onun şeriatçı olduğunu söylediniz, o şeriatçı ise ve İngiliz ajanı ise o zaman İngilizler şeriatçı mı?..

Şeyh Said Efendi İngiliz ajanı olacak ve siz onu idam edeceksiniz öyle mi?..

Demek ki İngiliz ajanı değil.

Peki Kürtçü-bölücü mü?

Onun kendi ifadelerinden cevap verelim: “Şüphesiz benim değersiz dallarda asılmama pervam yoktur, muhakkak ki mücadelem ALLAH VE DİN içindir.”

Geriye bir ihtimal kaldı, o halde şeriatçıdır.

Doğrudur, o bir şeriatçı idi.

CHP kendi halkına Şeyh Said Efendi için “İngiliz ajanı ve Kürtçü-bölücü” diyerek yalan söyledi, Batı’ya da “o bir şeriatçı” diyerek doğru söyledi.

Sadece bir meseleyi ele aldık ve Kemalizm’in üç iddiasından ikisinin yalan olduğunu gördük. Varın siz Osmanlı ve Cumhuriyet dönemini anlatan ve okullarda tarih kitabı diye okutulan bilgilerin kaçta kaçının yalan olabileceğini hesap edin.

Bundan dolayı ehl-i Hakk diyor ki, “Yalan tarihi okutmaya devam ettikçe gençleri zehirlemeye ve Kemalizm’e destekçi devşirmeye devam edeceksiniz. Bitirin bu yalanları, halk gerçekleri bilsin.”

Dinç konuşmasında şunu da dile getirdi: “Kemaliz ile Apoizm ruh ikizidir. İkisi de Şeyh Said Efendi Hazretlerinin davasını insanlara bilerek yanlış gösteriyorlar.”

Kemalizm ona “İngiliz ajanı” diye iftira atarken Apoizm de ona “Irkçı-Kürtçü” diye iftira atıyor.

Halk da, Kemalizm de, Apoizm de çok iyi biliyor ki Şeyh Said Efendi Hazretleri ne İngiliz ajanıydı ne de Kürtçü idi. O katıksız bir şeriatçı idi. Hem alim, hem emir, hem de mücahid idi.

Şeyh Said Efendi Hazretleri ve 46 dava arkadaşının anılarının hürmetine şuraya kıyamın önde gelen isimlerinden olan Hanili Salih Beg’in idam öncesi kaleme aldığı şiirini bırakıyorum:

“Gerçi enzar-i ehibbadan dahi dûr olmusuz.

Rahmeti mevlaya yaklasmakla mesrur olmusuz.

Hak yolunda müflis u hane-harab olduksa da,

Bu harabiyetle biz manada ma’mur olmusuz.

Ehli hakkız, korkmayız idamdan berdardan,

Çünkü te’yidi ilahi ile mensur olmusuz.

Hakim-i Mübtil yedinden madrubin olduksa da,

Emr-i Hakla sarr-ı gara hakkını ifaya memur olmuşuz.

Kul bize zulmen mucazat etse de perva etmeyiz,

Süphemiz yoktur ki, indillahta me’cur olmuşuz.

Salih’im, ehl-i salahim. Dine can kıldım feda,

Lütfü hakla tasnegan-ı ab-i Kevser olmuşuz”

Ruhları şad, mekanları cennet, davaları daim olsun…

Bir daha ki yazımızda görüşmek üzere…