İddia şu:
“Eski ceberrut, jakoben, üstenci CHP artık yok, çünkü şartlar ve CHP kadroları değişti. 2025 yılında CHP istese de artık eski CHP olamayacak.”
Peki bu doğru mu?
Eğer CHP değişmişse bunu anlamanın yolu vardır, o da şudur:
Evvela bugüne kadarki yaptığı din düşmanlığından dolayı tevbe ettiğini, artık Aziz İslam’la savaşmayacağını canlı yayında tüm örgüt yönetimi adına Genel Başkanları açıklamalıdır.
Daha sonra geçmişte Müslümanlara yaptıkları zulümden dolayı özür dilemelidir.
Şeyh Said Efendi, İskilipli Atıf Hoca, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri başta olmak üzere İslam’ın öncü şahsiyetlerine yapılanlardan dolayı ailelerinden ve sevenlerinden özür dilemelidir.
Kürtlerle ilgili inkârcı ve asimilasyoncu tutumundan vazgeçtiğini ve geçmişte yaptıkları Kürt katliamlarından dolayı özür dilemelidir.
Kürtlerin ellerinden aldıkları bütün haklarının iade edilmesi için çaba harcamalıdır.
Masa başında oluşturdukları yalan tarihi itiraf edip gerçek tarihin yazılmasında işçi görevi görmelidir.
En nihayetinde günümüze kadar devlet eliyle yapmış olduğu bütün zulüm ve katliamların mağdurlarından özür dileyip maddi ve manevi tazminat ödemeyi kabul etmelidir.
On binlerce mağdurun maddi tazminatını nasıl ödeyecek derseniz yıllardır İşbankası ve belediyeler üzerinden çalınan milletin paralarının sadece bir kısmını geri getirseler bu tazminat paraları fazlasıyla ortaya çıkar.
Bunu yaparsa CHP değişti demek mümkün olabilir.
Ama bunu yapmazsa kimse hayal kurmasın CHP değişmedi, değişmeyecek. CHP aynı CHP.
Şu an itibariyle CHP zerre miskal değişmemiştir.
Çünkü, CHP’nin siyaseten de olsa en yumuşak halini yaşadığı dönem Kılıçdaroğlu’nun neredeyse Cumhurbaşkanı seçileceği dönemdi.
Böylesi hassas ve muhafazakar oylara en çok ihtiyaç duydukları bu dönemde bile Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı Özgür Özel kameralar karşısına çıkıp 4-6 yaş Kur’an kursları için “… orta çağ zihniyeti” ifadesini kullanmıştı.
Aynı şahıs bugün CHP’nin Genel Başkanı…
TV ekranlarında, özellikle de sosyal medyada kent lokantalarında İstanbullunun ucuza yemek yediği reklamı yapılıyorken suç örgütü lideri İmamoğlu ve örgüt üyeleri meğerse milyon dolarlık vurgunlarla meşgulmüşler.
Türkiye tarihinin belki de dünya tarihinin en büyük skandalı yaşanıyor şu an Türkiye’de.
Ortada bir suçun olduğu kameralar, ses kayıtları, suç duyuruları ve itiraflarla sabitken, soruşturma derinleştikçe çok daha vahim hırsızlıklar ortaya çıkıyorken CHP yönetiminin izlediği yola bakmak CHP’nin değişip değişmediğini anlamak için yeterli.
Normalde hangi ülkede olsaydı, hangi partide olsaydı ya parti kendisini fesh eder ya da söz konusu kişileri derhal disipline sevk edip partiyle ilişiğini keserdi.
Ama CHP yönetimi hırsızı ve hırsızlığı savunmak için mitingler yapıyor, vandalları bir organizasyon maharetiyle sokağa çıkartarak taşkınlık yaptırıyor.
Otobüsü görevlinin üzerine sürüyor…
Görevli kenara kaçmasa canından olacak.
Ayrıca hırsızlıklarını savunması için de ecnebilere ülkesini şikayet ederek neden bizi yalnız bırakıyorsunuz diyor!
Bu basit bir olay değildir. Yıllarca Şeyh Said Efendi Hazretlerini İngilizlerin adamı olmakla suçlayan CHP, bugün kendisi İngiltere’den kendi milletinin iradesine karşı yardım talep ediyor.
Bu, yeni bir şey değil. Bu CHP’nin geleneğinde ve genlerinde olan bir şey.
Tüm bunlara bakınca CHP’nin değiştiğini söylemek şu anda imkansız ötesi bir şey.
Ama yukarıda saydığım adımları atarsa değişebilir tabi ki…
Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere…