Siyasi partiler her zaman seçim havasında hareket ederek birtakım vaatlerde bulunuyorlar. Bunun için yaptıkları çalışmalar girişimler daha çok oy kaygısı ile hareket ettiklerini gösteriyor.
Türkiye’nin reel bir gerçeği vardır bu gerçeğe göre reel politikalar üretip siyasi söylemlere dönüştürmek daha gerçekçi olacaktır.
Sanayicinin özellikle son yıllarda karşılaştığı sıkıntılar var… bu sıkıntılar; dünya pazarında rekabet edememe, dövizin durumu, alternatiflerin daha çok başka ülkelere dönüşmesi sanayicinin işlerini gittikçe zorlaştırıyor.
Diğer sektörler de bu konuda çok ciddi sıkıntılar yaşıyorlar.
OVP-orta vadeli program ile beraber üretimin, imalatın, ihracatın hatta hizmet sektörünün dahi giderler noktasında çok ciddi bedeller ödediğini biliyoruz.
Siyasi partilerin biraz daha ticari dünyadan haberdar olarak topluma mesaj vermesi daha yerinde ve doğru olur.
Kazanç, kâr, ticaretin durumu ortadayken işletmelere asgari ücretin ara zam olarak düşünülmesi işletmelerin var olan durumunu daha da zor hale getireceği açıktır.
Evet asgari ücretlinin zor durumda olduğu doğrudur, geçim şartlarının zorluğu ortada. Asgari geçimin ne kadar zor olduğunu toplumun tüm kesimleri biliyor. Ama bunun bir de karşılığının olması lazım.
Tüm sektörler, özellikle pandemi ve ardından yaşanan iki büyük depremden sonra, vasıflı veya vasıfsız eleman bulamama sıkıntısı yaşıyor. Sektörler istihdam ettiği elemanını muhafaza etmek için asgari ücretten çok daha yüksek ücret veriyor. Buna rağmen asgari ücretliye ara zam düşünülmesi üretim başta olmak üzere tüm sektörlerde sıkıntılar oluşturacaktır.
Bu konuda devletin gücü sorgulanmalı, devletin verebileceği imkanlar seferber edilmelidir. Tüccarlar bu konuda çok temkinli davranıyorlar, ayakta kalabilmenin, üretim yapabilmenin çabaları içerisindeler.
Aslında bu konuda yapılabilecek en önemli şey kalifiye eleman sorununu mesleki ve teknik liselerde çok ciddi bir şekilde çözüme kavuşturmaktır.
12 yıllık kesintisiz eğitim sistemi ve 17-18 yaşına kadar hiçbir iş yapmamış gençlerin üniversite hayali kurup üniversiteye yerleşmesi, üniversiteden sonra masa başı iş beklentileri ile hayattan koptuklarını görmemiz gerekiyor. Bunun için çok ciddi program, planlama ve projelerle kalifiye eleman sorununu çözüm noktasına ulaştırmamız gerek.
Yüzbinlerce kişiye istihdam sağlayan sanayicinin ödediği maliyeti hafifleterek Türkiye ekonomisine katkıda bulunulmalı.
Ticaret ehli bu konuda elinden gelenin fazlasını yapıyor. Tüccarlar kendi şehirlerine, bölgeye ve Türkiye’ye ciddi ekonomik katkılar sağlıyor. Bunun devam edebilmesi için ticaret ehlinin ayakta kalması gerekiyor.
Emeklinin durumu, sabit gelirlinin durumu ortadayken sadece asgari ücretliler için gündem yapılması oy kaygısını akla getiriyor.
Devletin Emekliye verdiği ücret daha çok gündemde tutulması gerekirken sadece asgari ücretlinin konuşulması çok garip değil mi?
Oysa emekliye devlet katkısının olması ciddi bir ücret ödenmesi ile beraber piyasanın canlanacağı da açıktır. Çünkü emeklinin alacağı ücret tamamen piyasaları canlandıracaktır.
Bugün işsizlik verileri açıklandı. Nisan ayında işsizlik oranı 0.6 puan artış göstererek %8.6 seviyesine çıkmış. Bu haberi inanıyorum ki iş arayan işletmeler gülümseyerek okuyorlardır.
Aslında bu rakamlara şu şekilde izahatta bulunmak daha hakkaniyetli olur. İşsizlik oranı %8.6 ama bunun yarısı iş beğenmemeden dolayı kaynaklanan işsizlerdir.
Hatta bildiğimiz gibi birçok işletme Türkiye’de işçi bulamamadan dolayı yurtdışından Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Afganistan ve Suriyeli işçileri çalıştırmaktadırlar.
Türkiye’de tüm sektörlerde ve işletmelerde (kalifiyeli-kalifiyesiz)işçi aranırken bu veriler çok gerçeği yansıtmıyor. Çalışmak isteyene ticaret sahnesinde iş çok ama iş beğenmeme nedeniyle işsizlik oranları daha çok görünüyor.
Ayrıca bugün açıklanan yeni yatırım teşvik sisteminde, teşvik bölgelerinde yer alan illerdeki OSB’lerde çalışanların sigorta primi işveren paylarını 14 yıl, çalışan paylarını 10 yıl hükümetin karşılaması olumlu adımlardır. Bununla birlikte OSB’lerdeki firmalara verildiği gibi OSB dışındaki firmalara da teşvikin verilmesi Türkiye açısından faydalı olacaktır.
Çünkü organize sanayiler dışında da teşvik edilmesi gereken birçok yatırımcı bulunuyor. Bu yatırımcılar da istihdam sağlamada Türkiye ekonomisini güçlendirmede pay sahibidirler. Bu işletmelere yönelikte özel ve güçlü bir teşvik mekanizmasıyla desteklenmesi gerekir.