Terör Örgütü İsrail tam 606 gündür Gazze'ye vahşet uyguluyor.

Bu süre içerisinde büyük bir kısmı çocuk ve kadınlardan oluşan 60 bine yakın savunmasız sivili vahşice katletti, 100 bini aşkın sivili de yaraladı.

Ve soykırım devam ediyor...

Gelinen son aşamada insanlar yiyecek ekmek bulamıyor, çocuklar ve hastalar açlıktan ölmeye başladı.

Gerek Müslüman ülkelerin gerekse de gayri müslim ülkelerin liderlerinden hiçbiri İsrail terör örgütüne karşı caydırıcı bir adım atmadı.

Müslüman ülkelerin bir kısmının liderleri sözlü olarak İsrail'e karşı çıksa da bu durum fiiliyata geçmedi.

Gayri Müslim ülkelerden de bazı vicdan sahibi liderler Müslüman liderlerden daha cesur adımlar attılar. Fakat bir sonuç alınamadı.

Ancak neredeyse Dünya halklarının tamamına yakını İsrail vahşetine karşı sürekli sivil silahsız eylemler gerçekleştirdiler ve buna devam ediyorlar.

En son 8 ülkeden 12 vicdan sahibi aktivist İtalya'nın Katanya kentinden 1 Haziranda Madleen adlı gemiyle yola çıktı.

Varış menzilleri Gazze, yükleri ise ilaç ve gıda...

Henüz Gazze sınırlarına bile yaklaşmadan uluslararası sularda İsrail terör örgütü tarafından dün gece saldırıya uğradılar.

Terör örgütü militanları önce gemiye ne olduğu henüz belli olmayan beyaz bir kimyasal attılar, ardından gemiye inerek tüm mürettebatı kaçırdılar.

Dünyanın gözleri önünde...

Aktivistlerle tüm irtibat kesildi.

İddialara göre gemi Aşdod limanına çekildi.

İsrail gemiyi kaçırdığında tüm Müslüman ülkelerin liderleri derin uykularındaydı...

Aktivistlerin kim olduğuna baktım.

Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan (Fransa), Greta Thunberg (İsveç), gazeteci Omar Faiad, Yasemin Acar (Almanya), Thiago Avila (Brezilya), Sergio Toribio (İspanya), Marco van Rennes (Hollanda), Baptiste Andre, Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi (Fransa), Şuayb Ordu (Türkiye) gemide yer alıyor.

Çoğu gayr-ı müslim...

Burada iki önemli hususa dikkat çekmek istiyorum:

Birincisi, bu gemi 616-619 yılları arasında Mekkeli müşrikler tarafından Müslümanlara ve Haşimoğullarına karşı uygulanan boykota benzer özelliklere sahip.

3 yılın sonunda vicdanlı bazı Müslüman olmayan Mekkeliler boykotu sonlandırmak için harekete geçtiler ve çabaları sonucunda boykot kaldırıldı.

Bugün de Madleen gemisinde olan 12 kişilik bu vicdanlı heyet aynı görevi icra ediyor.

Ancak Mekkeli müşriklerden bile daha gaddar olan terör örgütü İsrail bu gemiye saldırıp bu vicdanlı insanları esir aldı.

İkincisi Mekkeli müşriklerde güzel bir adet vardı:

Himaye.

Güçlü olan biri zayıf olan birinin elinden tutar, akrabalarından silahlı gençlerle beraber kabeye gider, herkese gözdağı verip o zayıf insanı himayesine aldığını duyururdu.

Ve hiç kimse o zayıfa dokunamazdı.

Nitekim efendimiz Hz. Muhammed (sav) de bu yöntemle Mekke'ye girmek istemişti.

Meşhur bir hikaye anlatılır:

Köyün birinde iki aile kavga eder, iki taraftan da ölenler olur ve iş kan davasına dönüşür.

Bir süre sonra iki aileyi barıştırmak için nüfuz sahibi bir aile devreye girer.

Bir Seydayı da yanlarına alarak iki aile ile bir araya gelirler.

Seyda başlar konuşmaya, İbn-i Hacer şöyle diyor İbn-i Hacer böyle diyor...

İşin sonunda barıştıran reis, nazaran daha zayıf olan aileye sorar, barışacak misiniz?

Aile "Seyda ne derse odur, barışırız" der.

Barıştıran reis daha güçlü aileye sorar, aile büyüğü "hayır barışmıyoruz" der.

Barıştıran reis, bunlara 2 saat mühlet verir ve şunu der:

"2 saatiniz var, kararınızı verin. Barışmaz saldırmaya devam ederseniz karşınızda beni bulursunuz."

Bu aile de 1 saat sonra gelir ve "Seyda ne derse odur, barışırız" der.

İki husumetli aile barıştıktan sonra kalkıp giderler.

Barıştıran reis, Seydaya derki:

"Seyda bak gördün mü?

Sen o kadar İbn-i Hacer dedin, yanaşmadı. Ben bir kere İbn-i Hançer dedim hemen barıştı.

Bazen İbn-i Hançer şarttır."

Günümüzde Gazze'yi himaye ettiğini ilan edebilecek İbn-i Hançer de kalmadı malesef...

İsrail'in mevzusu da tam olarak budur.

İstediğiniz kadar insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları deyin İsrail'in umurunda değil.

İsrail'e İbn-i Hançer lazım...

Madleen gemisi aktivistlerine gelince;

sonucu her ne olursa olsun, bu aktivistlerin bu eylemleri büyük bir yankı uyandıracak ve belki de boykotun kaldırılmasında önemli bir adım olacaktır.

Müslümanlar olarak bizim yapmadığımızı Gayr-i Müslimler yapıyor...

El hasıl, o gemideki tüm mürettebatı canı gönülden kutluyorum.

Rabbim iki cihanda onlara huzur ve kurtuluş nasip etsin...

Bir dahaki yazımızda görüşmek üzere...