Karikatürü yayınlayan derginin adını dahi zikretmek istemiyorum.

NE-MAL olduklarını hepimiz biliyoruz.

İslam beldesinde yaşıyor, Müslümanların arasında nefes alıyorsunuz. Ancak yıllardır İslam’a ve bu milletin kutsal bildiği değerlere karşı duyduğunuz düşmanlık bir türlü sona ermedi. Müslümanların mahallesinde salyangoz satmak misali provoke edici tavırlarınızı ısrarla sürdürüyorsunuz; halkı kışkırtmaktan, inançlara hakaret etmekten bir an bile geri durmuyorsunuz.

Tam bir provokatörsünüz.

Peki, sormak gerekir:

Bu kin ve düşmanlık size ne kazandırıyor?

Kime hizmet ediyorsunuz?

Kimin adına kalem oynatıyor, ağız dolusu nefret kusuyorsunuz?

Sizi kim yönlendiriyor?

Ve o ağababalarınız kim? Sanıyorsunuz kimse bilmiyor mu? Bu toplum, sizin gibi değer bilmeyenleri, düşmanlarını ve onları fonlayan karanlık odakları çok iyi tanıyor, hangi masalarda, neyin karşılığında tetikçilik yaptığınızı, hangi kirli yapıların himayesinde yürüdüğünüzü görüyor.

Kutsallara, tesettürlü bayanlara, Kur’an kurslarına, mescitlere, hayır kurumlarına ve ilahi rıza uğruna gece gündüz çalışan insanlara olan nefretiniz hiç dinmedi.

Milletin değerlerine dil uzatmak ne fikir özgürlüğü imiş… bu ne aymazlık bu ne cesaret. Bu, düpedüz ahlaksızlık ve hayasızlıktır. İğrençliğiniz, sapkınlığınız ve düşmanlığınız artık bardağı taşırma noktasına geldi. Milletin sabrı sonsuz değildir. Bu millet, tahammülün de bir sınırı olduğunu geçmişten bugüne nice kez göstermiştir.

Ama siz her defasında halkın gösterdiği erdemi zayıflık sandınız. Her kutsala saldırdığınızda milletin sinir uçlarıyla oynamayı marifet bildiniz. Yanılıyorsunuz! Milletin sabrı taşarsa, karşılaşacağınız şey tepki değil; bizzat milletin kararlılığı olur. Ve o zaman ne kaleminiz ne arkanızdaki ağababalarınız ne de sahip olduğunuzu sandığınız statüleriniz size fayda eder!

Bu halkın değerlerine uzanan el, karşısında bu halkı bulur.

Sessiz çoğunluk, her ülkede ciddi bir sayısal kitleye sahiptir, sessiz çoğunluğun kendini ifade etmesi ülkenin geleceğini belirler.

Siz ve sizin gibiler durmayacaksınız, bunu biliyoruz. Ama biz de durmayacağız! İnadına hakikati savunacağız, inadına halkın ve hakkın yanında dimdik duracağız. Kutsallarımıza, değerlerimize ve inançlarımıza saldırmak sizin karaktersizliğinizi ortaya koyar ama bizim kararlılığımızı da büyütür. Bilin ki bu değerleri pis kalemleriniz ile karalamayı kabul etmeyecek, mukaddes değerlerimizi çiğnetmeyeceğiz!

Size verilen bu özgürlüğü sapkınlıkla, hakaretle ve toplumu ayrıştırmakla istismar etmeye devam ederseniz, karşılığını görmeye de hazır olun. Bu halkın sabrını sınıyor, tahammülünü zorlayarak meşru müdafaa zeminini bizzat kendiniz hazırlıyorsunuz.

Ve şunu hiçbir zaman unutmayın:

Muhammed alehüsselatu vesselamın ismi sonsuza kadar yaşayacaktır, Musa aleyhisselâmın da…Bu kutsal değerlere inananlar hep var olacak. Ama siz ve sizin gibiler tarihin temiz sayfalarında değil kirli yapraklarında sadece birer “kaybeden” olarak kalacaksınız!