DEM partili Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İslam alimlerinin isimlerini ve sözlerini kaldırım taşlarına kazıyarak ayaklar altında çiğnetme hadsizliğinde bulunmuş…

Gerçek hayatta yaşanmış bir hikaye ile DEM partinin ne yapmak istediğini özetlemek istiyorum.

Eskiden köyleri gezen çerçiler vardı. Bu çerçiler günümüzün mobil marketleri gibi ürünleri köylere kadar ulaştırırlardı. Seyyar markette diyebiliriz.

Biz hikayemize dönelim.

Bundan elli yıl önce Diyarbakır'da çerçinin biri köylere gider mallarını satarmış.

Bir gün bizim çerçi amcamız, bir köye uğramış.

Öğle vakti çerçi amca epey acıkmış. Köyün hepsi de çok cimriymiş… bugüne kadar çerçiye yemek getirip ikram eden olmamış.

Çerçi birde ne görsün!

Çocuğun biri elinde kocaman bir tas, tasın içinde de pekmez ve bir kuru ekmek, kendisine doğru geliyor.

Çocuk: "Çerçi amca bu bizim sana ikramımız" demiş.

Açlıktan başı dönen çerçi, tası kaptığı gibi pekmezi yudumlamış ve kuru ekmeğiyle yemeye başlamış.

Çerçi bir yandan kuru ekmekle birlikte pekmezi yudumlarken diğer yandan çocukla da sohbet etmeye başlamış.

Çerçi: "Oğlum kimlerdensin?"

Çocuk: "Çerçi amca falancalardanım"

Çerçi: "Yavrum ben senin sülaleni iyi tanırım… Deden ninen, annen baban, amcaların ve dayıların cimri… hürmet bilmez insanlıktan da nasipleri yok"

Çocuk, çerçinin bu sözlerine bir cevap vermez, susar ve çerçiyi dinlemeye devam eder.

Çerçi, yapılan bu ikram karşısında hayretler içinde çocuğa döner ve şu soruyu sorar:

"Söyle oğlum, hangi dağdan kurt öldü de bu ikramı bana yaptınız"

Çocuk: "Çerçi amca bizim pekmeze fare girmişti, kimse pekmezi içmeyince sana getirdim" demiş.

Bunu duyan çerçi midesi bulanmış ve hiddetle kocaman tası yere fırlatmış.

Çerçinin hiddetlendiğini gören çocuk, çerçiye döner şöyle söyler:

"Amca pekmezi içmiyorsan içme… köpeğimizin yemeğini yediği tastan ne istiyorsun da tası alıp fırlatıyorsun"

Çerçi: "Pekmez haram… tas haram… ikram haram… Allah bırakmasın" demiş, çekip gitmiş.

Kıssadan hisse…

DEM Büyük Şehir Belediyesinin İslam alimlerinin isimlerini ve sözlerini kaldırıma kazımaları…

Çerçiye güya ikramda bulunan çocuğun hikayesinden ne farkı var…

Kaldırımlara İslam alimlerinin isimlerinin ve sözlerinin yazılması çocuğun getirmiş olduğu pekmez kadar iğrenç, tas kadar mide bulandırıcı…

Eskiden Avrupa hayranlarına Frenkmeşrep deniliyor muş… Özellikle Osmanlı döneminde Jön Türklere bu lakap veriliyordu.

Jön Türkler Avrupa hayranlıklarından dolayı her türlü zilleti kabul etmiş malumunuz. İslami değerlere yönelik yapmış oldukları cürümlerin haddi hesabı yok.

Aynen Jön Türkler gibi son elli-altmış yıldır Jön Kürtler türedi.

Bunların da Jön Türklerden geri kalır yanı yok. Soyları Kürt, inanç dünyaları Avrupa… En az bir Avrupalı kadar İslam düşmanı bunlar.

Şimdi de halkın aklıyla oynuyorlar bu hokkabazlar…

Bizim örf, gelenek, görenek ve inancımıza göre kıymet verilenler baş tacı yapılıyor. Kıymetsiz ve değersiz olan şeyler ise ayak altına alınıyor.

Jön Türklerin yeni versiyonu Jön Kürtler, diğer adıyla DEM Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin İslam alimlerinin adlarını ve sözlerini ayaklar altında çiğnetmeleri, kabul edilemez.

Ehmedê Xanî, Melayê Cizîrî, Feqiyê Teyran, Kürtlerin manevi öncüleri ve rehberleri… Bu büyük şahsiyetler ilim, irfan ve edepte hem Kürt dünyasının hem de İslam dünyasının baş tacıdır.

Başlara taç olması gereken bu büyük şahsiyetlerin DEM’li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından kaldırımlarda ayak altına alınması Kürtlerin manevi rehberlerine büyük bir hakaret ve saygısızlık.

Avrupa taklitçiliği yapan DEM’li belediyenin yapmış olduğu batının İslam düşmanlığının farklı versiyonu.

Jön Türklerin yeni versiyonu olan Jön Kürtlerin frenkmeşrep hadsizliği…

Avrupa hayranlığı, halkın vermiş olduğu yetkiyi halkın değerlerine savaşarak kullanmak hiç kimsenin haddi değildir.