Diyetisyen Muhammed Şahin, Amed Haber'e özel verdiği bilgilerle vatandaşları çiğköfte ve tatlı tüketimi konusunda uyardı.
"Diyarbakır mutfağı, iftar sofralarındaki çeşitliliğiyle dikkat çeken zengin bir kültüre sahip. İftar sofralarında geleneksel yemeklerin yanı sıra çiğköfte de sıkça tüketilen bir lezzet." diyen Şahin, "Ancak çiğköfte genellikle ana yemeklerin yanında ekstra bir atıştırmalık olarak yenildiğinden, sindirim sistemi ve genel sağlık açısından bazı olumsuz etkiler yaratabiliyor. Üstelik Diyarbakır'da çiğköfte genellikle restoranların önündeki açık alanlarda kurulmuş tezgahlarda hazırlanıyor ve iftara kadar uzun süre bekliyor. Bu durum hem mikrobiyolojik açıdan hem de lezzet bakımından bazı riskleri beraberinde getiriyor." diye uyardı.
Şahin devamında şunları kaydetti:
"Saatlerce aç kalan mide, bir anda baharatlı ve yoğun karbonhidrat içeren bir gıda ile karşılaştığında sindirim sistemi zorlanabilir. Özellikle iftar sonrasında tatlı tüketimiyle birlikte düşünüldüğünde, bu alışkanlık kan şekerinin hızla yükselmesine, mide rahatsızlıklarına ve hatta ödem gibi problemlere neden olabilir. Peki, çiğköfte ve tatlıyı iftar sofralarında bilinçsizce tüketmenin sağlık üzerindeki etkileri nelerdir?
Açık havada bekleyen çiğköfte mikrobiyolojik risk taşıyor
Diyarbakır'da çiğköfte satışı yapan birçok işletme, bu lezzeti restoranın önüne koydukları açık tezgahlarda hazırlıyor. Çiğköftenin iftara kadar uzun süre dışarıda beklemesi, hijyen açısından bazı tehlikeler yaratıyor. Açık havada bekleyen çiğköfte, sıcaklık değişimlerine ve çevresel faktörlere maruz kaldığında bakteriyel üremeye elverişli hale geliyor. Özellikle sıcak havalarda, uygun koşullarda saklanmayan çiğköfte gıda zehirlenmelerine, mide enfeksiyonlarına ve bağırsak problemlerine yol açabiliyor. Ayrıca, bekleyen çiğköfte lezzet açısından da bozuluyor; bulgur sertleşiyor, baharatlar ağırlaşıyor ve kıvamında değişiklikler meydana geliyor.
Çiğköfte ve tatlı birlikte tüketildiğinde kan şekeri dengesizliği oluşuyor
Çiğköfte ve yanında tüketilen lavaş, yüksek karbonhidrat içeriği nedeniyle kan şekerinde ani yükselmelere sebep olabilir. Özellikle ardından tüketilen ağır tatlılar, bu etkiyi daha da artırarak insülin seviyelerinin ani bir şekilde dalgalanmasına yol açar. Bu durum, iftar sonrası halsizlik, baş dönmesi, ani açlık krizleri ve tatlıya karşı aşırı istek gibi sorunları beraberinde getirebilir.
Ramazan ayında uzun saatler aç kalan vücut, ilk alınan besinlerle kan şekerini hızlıca dengelemeye çalışır. Ancak bu süreçte fazla miktarda çiğköfte ve tatlı tüketimi, vücudun doğal dengesini bozarak insülin direncine katkıda bulunabilir. Bu durum, özellikle diyabet hastaları için büyük bir risk taşırken, sağlıklı bireylerde de uzun vadede metabolik problemlere yol açabilir.
Aşırı baharat ve karbonhidrat tüketimi mideyi yoruyor
Çiğköfte içeriğindeki baharatlar nedeniyle mide asidini artıran bir besindir. Özellikle uzun süre aç kalan bir mideye aniden baharatlı ve acılı bir yiyecek girdiğinde reflü, mide yanması, şişkinlik ve hazımsızlık gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Baharatların mide duvarında tahriş edici etkisi olabilir ve iftar sonrası sindirimi zorlaştırabilir.
Ayrıca, çiğköftenin yanında lavaş tüketilmesi de midede ekstra bir yük oluşturur. Beyaz unlu ürünlerin fazla tüketilmesi sindirimi yavaşlatır ve mide rahatsızlıklarına sebep olabilir. Ardından gelen tatlı, mideye aşırı yük bindirerek şişkinlik hissini artırabilir.
Çiğköfte ve tatlı tüketimi ödem oluşumuna neden olabilir
Ramazan ayında vücudun susuz kalma süresi uzun olduğu için ödem oluşumuna yatkınlık artar. Çiğköfte, içerdiği baharatlar ve tuz oranı nedeniyle vücutta su tutulumuna neden olabilir. Üstüne bir de şerbetli tatlı tüketildiğinde, yüksek şeker alımı böbreklerin suyu tutmasına sebep olarak ödemi daha da artırır.
Ödem, özellikle iftar sonrası ellerde, ayaklarda ve yüzde şişlik şeklinde kendini gösterir. Sabah uyanıldığında göz kapaklarında şişlik hissedilmesi, parmakların daha kalın görünmesi gibi belirtiler, akşam saatlerinde aşırı tuz ve şeker tüketiminin bir sonucudur. Bu durum, dolaşım sistemini de olumsuz etkileyerek tansiyon problemlerine zemin hazırlayabilir."
Diyetisyen Muhammed Şahin son olarak daha sağlıklı bir iftar için önerilerde bulundu:
"Çiğköfte ve tatlı tüketiminin vücuda olan olumsuz etkilerinden korunmak için daha dengeli bir iftar planı oluşturulabilir. İşte bazı öneriler:
1. Hijyenik ve Taze Gıdaları Tercih Edin: Çiğköfte tüketilecekse açık havada uzun süre beklememiş, hijyen kurallarına uygun şekilde hazırlanmış olanları tercih etmek önemlidir.
2. İlk Olarak Hafif ve Sindirimi Kolay Besinlerle Başlayın: Orucunuzu çorba, yoğurt veya hurma gibi hafif besinlerle açarak midenizin sindirime hazırlanmasını sağlayabilirsiniz.
3. Baharatlı Yiyecekleri Kontrollü Tüketin: Baharatlar sindirimi zorlaştırabilir ve mide asidini artırabilir. Özellikle mide rahatsızlığı olan bireylerin iftarda fazla baharat tüketiminden kaçınması önerilir.
4. Kan Şekeri Dengesini Korumak İçin Tatlı Tüketimini Sınırlayın: Şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar veya meyve gibi daha hafif ve doğal şeker içeren seçenekler tercih edilebilir.
5. Tuz ve Şeker Tüketimini Azaltarak Ödem Riskini Önleyin: Tuzlu ve baharatlı gıdalardan sonra yüksek şeker içeren tatlılar tüketmek vücutta su tutulmasına neden olabilir. Ödem oluşumunu önlemek için bol su içmek ve potasyumdan zengin besinler tüketmek faydalı olabilir.
Sonuç olarak, çiğköfte ve tatlı gibi besinler iftar sofralarında lezzetli ve keyifli bir alternatif olabilir; ancak bilinçsiz tüketildiğinde sindirim problemleri, kan şekeri dengesizliği ve ödem gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Daha sağlıklı ve dengeli bir iftar için porsiyon kontrolüne dikkat etmek, hijyenik ve taze gıdalar tercih etmek büyük önem taşır."