"Ailem Cennetim Olsun" seminerleri programı kapsamında her
aya bir seminer sloganıyla çalışma başlatan İdeal Eğitim Vakfı'nın ilk sunumu
"Çocuk Eğitiminde Örneklik" teması oldu.
Diyarbakır
merkez Yenişehir Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezinde "Ailem Cennetim
Olsun" programı kapsamında düzenlenen "Çocuk Eğitiminde
Örneklik" konulu seminer, Hafız Emin Yılmaz'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle
başladı.
Eğitimci
Mehmet Diril'in açılış konuşmasının ardından sinevizyon gösterimi ile devam
eden programda Araştırmacı Yazar Dr. Abdulkadir Turan "Çocuk Eğitiminde
Örneklik" konusu üzerinde sunum yaptı.
Çocuk
eğitiminde Allah ve Peygamber sevgisi, peygamber hayatlarının aktarılması,
sahabelerin özelliklerinin aşılanması, aile dostu büyüklerle tanıştırılıp
bağların sağlanması ve rol model konularını ele alan Turan, uygulanacak yanlış
metotların çocuklar üzerindeki olumlu-olumsuz yansımalarını aktardı.
"Evladı
kendisinden daha hayırlı olmayan ziyandadır"
İslam
dininin açık, sade bir din olduğunu hatırlatan Turan, imkan ve olanakların kullanılması
gerektiğinin altını çizerek "Allah, kimseye haksızlık yapmaz. Bu dünyada
işini hakkıyla yapana merhamet eder ve ahirette mükafatını fazlasıyla verir.
Bir hayırlı işe başladığımızda aklımızdan ilk geçen olabilecek engellerdir.
Halbuki Mümin işe engelle değil, müspet olanla başlar. İmkanları göz önüne
aldığımızda Abdül imkân olmayacağız, imkanları üreteceğiz. İmkanına göre
davrananın imanı eksiktir, şartlara göre mümin olan tam iman etmemiştir. Mesele
imkân üretebilmek, oluşturabilmek, şartları kendimize uygun hale
getirebilmektir." dedi.
Resul-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem'in ashabına Lailahe illallah Muhammedun
Resulullah'ı öğrettiğini kaydeden Turan, "Bu imandır. Sonrasında ise
Allah-u Ekber lafzını öğretirdi. Bu da umuttur. Bugün kafirlerin Allah-u Ekber
lafzından korkmasının sebebi de umuttur. Çünkü umudunuz varsa imanınız
medeniyete dönüşür, yoksa iman yerinde sayar. Bizler yol alırsak ne kültürün
köhnemişliği ne de modernizmin uçuculuğu bizi engelleyemez. Biz dilersek çok
hayırlı evlatlar yetiştirebiliriz. İki günü bir olan ziyandadır misali evladı
kendisinden daha hayırlı olmayan ziyandadır." ifadelerini kullandı.
Turan,
"İyilik iyiler üzerinden öğretilecek. Allah'ın yasalarına göre hareket
eden iyi evlatlar yetiştirir. Eski vaaz kitaplarımızın yarısı nasihat diğer
yarısı biyografidir. Yani iyi insanların halleridir. Çocuklarımızın zihnini
iyilik ve iyi insanlarla örmeliyiz. Nitekim kötülerin tarihte yeri yok. Yani
Firavun'u anlatıyorsak İbrahim'i kavratmak için olmalı. Eğer evinizde kötülerin
adı iyilerden daha fazla geçiyorsa programımız işlememiştir demektir."
şeklinde konuştu.
"Çocuklarımıza
imanı anlatacağız ama esas olan Resul-i Ekrem'i sevdirmektir"
Çocukların
kavrayışlarının çok basit ve sıradan olduğunu söyleyen Turan, "Çocuklara
iman vurgusunu yaparken inanmak ile inanmama arasında gelgitten ziyade çocuk
eğitiminde esas olan Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellemi
sevdirmektir. Mesele, çocuğun bütün yönleriyle Resulü Ekrem'i sevmesi,
kahramanı haline gelmesidir. Yani çocuk için iyilik, merhamet, şefkat deyince
akla Resulullah'ın gelmesi ve kötüler denilince de Resulullah'ın düşmanı
bilmektir. Biz ısrarla Allah'ın varlık delillerini çocuğa anlatıp duruyoruz.
Çocuk anlayamıyor ve çok garip sorular soruyor. Elbette imanı anlatacağız ama
esas olan Resul-i Ekrem'i sevdirmektir." diye belirtti.
Bazı
kimselerin İslamı reddetmesine rağmen İslam düşmanlığı yapamamasını evvelinden
verilen İslami eğitime bağlayan Turan, çocuk eğitiminde peygamberlerin
hayatlarının zihinlere nakşedilme yöntemini aktararak şunları söyledi:
"İnsanlar kendilerinden
bahsederken ateist-dinsiz olurlar ama İslam düşmanlığı yapamıyorlar. 'Sen
dinsiz oldun ama Resulullah'a düşman olmadın' diye sorulduğunda 'ben sevdim'
diyor. Çünkü hissiyat çoğu zaman fikriyattan güçlüdür. Her bir Peygamberi yalnız
bir yanıyla anlatalım. Şimdi bana Hazreti Peygamber deseler Efendimizin bir
yönü, Hazreti İdris veya Eyüp deseler aklıma bir yön gelir. Hazreti Yusuf'u,
Musa'yı, Salih'i, İsa'yı ayrı yönleriyle anlatalım. Aynı şekilde ashabın da her
birini bir yanıyla anlatalım. Yiğitlik deyince Ebu Ubeyde'yi anlatamıyorsak vay
halimize!"
"Evlerimizde
dostlarımızı eleştirmeyelim, dedikodu yapmayalım"
Turan,
"Kendimiz için alimlerden, mücahitlerden, zahitlerden ve takva ehlinden
birer tane olmak üzere bir liste çıkaracağız ve çocuğumuzu onlarla büyüteceğiz.
Çocukların zihni pek müsait olmadığından fazla değil, sadece birer örnek
şahsiyeti öğretsek kafidir. Çocuklarımız için yaşayan örnekler seçelim. Bunun
için mutlaka aile ziyaretleri yapalım. Maksadımız görüşmek değil, çocuğu baba
dostuyla tanıştırmak olsun. Baba dostunun çocukla dost olması kültürünü
bitirdik. Hiçbirimizin çocuğu bir diğeriyle dost değil. Biz dostuz,
çocuklarımız birbirimize yabancı." diye kaydetti.
Evde
anne-babanın rol model olmakla beraber etkileşim yönlerine de dikkat çeken
Turan, "Evde öyle bir iyilik ışığı yakalım ki dışarıyı aydınlatsın. Eve
karanlığı getirmeyin. Çocuk evde okunan gazetelerden dahi etkilenir. Evde
çocuklarınızın önünde dostlarınızı eleştirmeyin, camianızdan arkadaşlarınızı
yakınmayın. Yani 'falan abinin şöyle kusuru var, sözünde durmaz, saatinde
gelmez, bizden borç almıştı vermez' demeyin. Sonrasında ' oğlum aslında o iyi
bir insandır' diyoruz. İşte bu kötü bir mizahtır. Halbuki hepimizin kusurları
var ama biz müspetiz. Evlerimizde dedikodu yapmayalım. Anne baba örnektir ve
aynı zamanda çocukla örnek arasındaki köprüdür. Örnekleri tarif ederken hem
tarihteki hem de bu günkü örnekleri vereceğiz." dedi.
Program,
İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Nazım Şimşek'in yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)