Geliştirilen hidrojeller, yaraların iyileşmesini hızlandırmak ve yumuşak doku hasarlarını onarmak amacıyla üretilebiliyor ve artık sadece sentetik değil, canlı organizmalardan da elde edilebiliyor.
Hidrojelin özellikleri
Araştırmacılar, Marquandomyces marquandii adlı toprak mantarından suyu yüksek oranda tutabilen ve çok katmanlı yapısıyla insan dokularını taklit edebilen bir hidrojel üretmeyi başardı. Baş araştırmacı mühendis Atul Agrawal, hidrojelin katmanlarının farklı gözeneklilik oranlarına sahip olduğunu belirtiyor. Üst katmanda %40, alt katmanlarda ise %70-90 arasında değişen gözenekler bulunuyor. Bu özel yapı, hidrojelin çeşitli biyomedikal uygulamalarda esnek kullanımına olanak tanıyor.
Mantarların potansiyeli
Mikolog Bryn Dentinger’e göre, mantarların sınırsız büyüyebilme kapasitesi ve lifli yapıları tıbbi alanda büyük bir potansiyel barındırıyor. Miselyumdan (mantar iplikçikleri) oluşan yapı, kitin adlı biyouyumlu madde içeriyor. Kitin, aynı zamanda deniz kabukları ve böcek dış iskeletlerinde de bulunuyor.
Uygulama ve avantajlar
Malzeme mühendisi Steven Naleway, mantar tabanlı hidrojelin sadece yumuşak dokulara uyum sağlamakla kalmayıp, mineralize edilerek kemik iskelelerine de dönüştürülebileceğini belirtiyor. Şu anda laboratuvar ortamında elde edilen bu hidrojel, %83’e kadar su tutabiliyor ve kendi kendine büyüyen yapısıyla sentetik hidrojellere kıyasla büyük avantaj sağlıyor. Araştırmacılar, büyüme ortamı koşullarıyla (oksijen seviyesi, sıcaklık vb.) oynayarak hidrojelin dokusunu istedikleri şekilde şekillendirebiliyor.
Gelecek için uyarılar
M. marquandii insan sağlığı açısından zararlı olarak tanınmıyor, ancak bazı alerjik reaksiyonlara yol açabileceğine dair veriler mevcut. Bilim insanları, teknolojinin yaygınlaşabilmesi için daha fazla araştırmanın gerekli olduğunu vurguluyor.




