Gazze’de 263 gündür işgal rejiminin mazlum Filistinlilere yönelik saldırıları aralıksız devam ediyor.

İşgal rejiminin saldırıları karşısında gerekenden daha ileride bir tepki ile devamlı bir şekilde gündemde tutulmasını gerektiğini belirten Eğitimci-Yazar Nurettin Taşkesen, boykotun önemine değinerek, boykotun devam ettirilmesinin yanı sıra alternatif ürünlerin de üretilmesi gerektiğini dile getirdi.

“Gazze'deki durumun devamlı hatırlatılması, gündemde tutulması lazım”

Uzun süre devam eden süreçlerin insanlarda alışkanlık meydana getirdiğini lakin Gazze meselesinde dikkat edilerek meselenin unutulmaması gerektiğini dile getiren Taşkesen, “Gazze’nin unutulmaması, devamlı hatırlatılması lazım. Çünkü oradaki katliam durmuyor yani hiçbir şekilde siyonistler saldırılarını azaltmıyor. Bekleme döneminde bile yeni bir saldırıya hazırlık yapıyorlar. Bu yüzden Müslümanların İslam dünyasının bunu unutturmaması lazım. Gereken tepkiyi, gerekenden daha ileri tepkiyi devamlı göstermesi lazım. Özellikle bakıyoruz ki batılı halklar, topluluklar yapıyor maalesef. İslam dünyasının, Müslümanların sesi burada biraz cılız çıkıyor, biraz daha güçlü olunması ve unutulmaması lazım.” dedi.

“Ekonomik gücümüzü yani bu boykotu devam ettirmeliyiz”

Siyonizmin temelinin finansa dayandığına dikkat çeken Taşkesen, “Bilindiği gibi silah fabrikasından, ilaç fabrikasına kadar, propaganda ve medya sektörüne kadar her birisini ekonomik olarak ellerine almışlar. Bu ekonomik güç onları zaten dünyada böyle üstün kılıyor veyahut da destekçileri artıyor. Bugün Amerika niçin bu siyonistleri, işgalcileri destekliyor? Çünkü sonuçta Amerika'nın bile finans sektörü temelden bunların elinde, bunların lobisinin elinde. Dolayısıyla bunlara en güçlü yaptırım, sıkıntıya sokmak, zor duruma düşürmek için en güzel yaptırım ekonomik yaptırımdır. Şu anda hiçbirimiz silahı elimize alıp gidip orada savaşamayız ama bu ekonomik gücümüzü yani bu boykotu devam ettirebiliriz ve bunun onlara sanılandan çok daha büyük zararı olduğuna ben inanıyorum. Bunu da yetkililer, ekonomistler söylüyorlar zaten. Bunu bilinçli bir şekilde gevşetmeden devam ettirmemiz lazım, boykot çok önemlidir.” şeklinde konuştu.

“Boykotun düzenli ve güçlü olarak devam etmesi için alternatif ürünlerin üretilmesi lazım”

Sadece boykot ürünlerini reddetmenin yeterli olmayacağını boykot edilen ürünlerin yerine alternatifini de koymak gerektiğine değinen Taşkesen, “Yani basit bir içecek meselesine gelelim, bu içeceği içme diyoruz ama onun yerine insanlar alışmış ve kendisini içmek zorunda hissediyor. Onun yerine bir alternatifini koymak lazım, aslında bunlar o kadar zor şeylerde değil. Türkiye'yi şu hale getirmişler; ‘siz üretmeyin, biz size üretiriz, ucuza satarız’ diyorlar. Bakın bu Cumhuriyetin kuruluşundan beri sanayi sektörleri dahil olmak üzere, tüketim sektörüne kadar ‘siz uğraşmayın, üretmeyin, biz size üretiriz, satarız, ucuza veririz’ deniliyor. Bu anlayışla, yani bu bir nevi sömürgecilik anlayışıdır nasıl ki kültürel olarak o sömürgecilik devam ediyorsa, ekonomik olarak da devam ediyor bundan sıyrılmamız ve kurtulmamız lazım. Boykot yaptığımız deterjanından, içeceğine hepsine kadar bunların alternatifini koymanız lazım. İnsanlar diyor ‘kardeşim şu deterjanı kullanma diyorsun, ne kullanayım? Filan şey kullan diyorlar, onu da arayıp bulamıyoruz’. Biz bile aynı durumdayız bir tüketici olarak yani boykotun dışındaki ürünleri böyle market market dolaşıp arıyoruz ki bulabilelim bu durumun böyle olmaması lazım. Bunun çok rahat bulunabilen, ulaşılabilen şeyler olması lazım. Boykotun sağlıklı, düzenli ve güçlü olarak devam etmesi için alternatif ürünlerin mutlaka üretilmesi lazım.” diye belirtti.

“Her gün mutlaka Gazze’yi hatırlatacak bir şeyler yapmamız lazım”

Gazze konusunun genelde Filistin ve Kudüs odak noktası olmak üzere unutulmaması gerektiğinin altını çizen Taşkesen, “Bir de bizim bir eksiğimiz ve yanlışımız oluyor; mutlaka bir yerde bir sorun çıkması lazım ki onun üzerinde duralım, onu hatırlayalım; Böyle değil. Yani Gazze'de bir savaş olsa olmasa da Gazze'yi, Filistin'i, Kudüs'ü unutmamak ve unutturmamamız lazım. Kaldı ki böyle bir saldırı, böyle bir katliam, soykırım var şu anda bizim artık böyle çeşitli spor aktiviteleri, şahsi işlerimiz, ülkenin gündemi, dünya gündemi bize Gazze’yi unutturmamalıdır. Bu o kadar önemli bir şey ki; her gün bununla yatıp kalkmalıyız. Her gün mutlaka Gazze’yi hatırlatacak bir şeyler yapmamız lazım. Yani attığımız bir tweet, bir mesaj veyahut da konuştuğumuz bir arkadaşımıza söylediğimiz bir cümle bile bence siyoniste atılmış bir kurşundur. İşte benim en son çıkardığım Gazze Destanı kitabı daha önce yayınlanmış makalelerdi. Dedim bunlar bir kitap haline gelsin ve bu da siyoniste benden bir kurşun olsun. Bunun bilincinde olursak ama hepimiz 80 milyon halk Türk halkı ve bütün 2 milyarlık İslam dünyası halkı bunun bilincinde olursa boykot da ve Gazze konusunda verdiğimiz tepki de mutlaka hedefine ulaşacaktır.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)