Mutfakların vazgeçilmez baharatlarından biri olan tarçın, kendine has kokusu ve aromasıyla tatlılardan içeceklere kadar pek çok alanda kullanılıyor. Ancak tarçının sadece lezzet katmakla kalmayıp, sağlık açısından da önemli etkileri bulunduğu uzmanlar tarafından dile getiriliyor.
Doğru miktarda tüketildiğinde fayda sağlayan bu baharat, aşırı kullanımda bazı olumsuz sonuçlar da doğurabiliyor.
Faydaları saymakla bitmiyor
Beslenme uzmanlarına göre tarçın, güçlü antioksidan içeriği sayesinde hücreleri koruyor ve yaşlanmayı geciktiriyor. Kan şekerini düzenleme özelliğiyle özellikle tip 2 diyabet hastaları için destekleyici bir rol üstleniyor. Ayrıca kötü kolesterolü (LDL) ve trigliseridi düşürürken, iyi kolesterolü (HDL) artırarak kalp sağlığını olumlu yönde etkiliyor.
İltihap önleyici özelliğiyle eklem ağrılarına iyi gelen tarçın, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Mikrop ve mantar oluşumunu engellemesi ise onu doğal bir koruyucu yapıyor. Beyin fonksiyonlarını destekleyen tarçının hafızayı güçlendirdiği ve Alzheimer gibi hastalıklara karşı koruyucu etki gösterdiği de bilimsel araştırmalarda öne çıkan bulgular arasında.

Fazlası zararlı olabilir
Faydaları kadar dikkat edilmesi gereken noktaları da olan tarçın, özellikle “kasya tarçını” türünde bulunan kumarin maddesi nedeniyle aşırı tüketildiğinde karaciğere zarar verebiliyor. Günlük önerilen miktarın üzerinde tarçın kullanımı; mide tahrişi, tansiyon dengesizlikleri, çarpıntı ve alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor.
Uzmanlar, tarçının ölçülü kullanılmasını ve günlük tüketimde bir çay kaşığını geçmemesini öneriyor. Özellikle kronik hastalığı bulunanların ve hamilelerin tarçın tüketmeden önce doktorlarına danışmaları gerektiği vurgulanıyor.
Doğru ölçüde kullanıldığında şifa kaynağı olan tarçın, fazla tüketildiğinde sağlığı tehdit edebiliyor. Bu nedenle tarçının hem faydalarından yararlanmak hem de olası risklerden korunmak için dengeli tüketmek büyük önem taşıyor.





