Bağışıklık sisteminin enfeksiyonlara karşı verdiği aşırı tepki sonucu gelişen sepsis, sanılanın aksine doğrudan kanla ilgili bir zehirlenme değil. Vücut enfeksiyona karşı kontrolsüz şekilde savaşmaya başladığında kendi dokularına zarar veriyor, bu da doku hasarı, organ yetmezliği ve ölüme kadar giden bir tabloya neden olabiliyor.
Uzmanlar, erken teşhis ve tedavinin yaşamsal önemde olduğuna dikkat çekiyor.
İlk bir saat kritik
Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı, Genel Yoğun Bakım Sorumlusu Dr. Tülin Tünel, sepsisin yoğun bakım tedavisi gerektiren acil bir durum olduğunu vurguladı. Sepsis vakalarında özellikle ilk bir saatin hayati öneme sahip olduğunu belirten Tünel, “Hızlı antibiyotik tedavisi ve destekleyici yoğun bakım uygulamaları sayesinde hastaların yüzde 85’ten fazlası hayatta kalabiliyor” dedi.
Risk grubunda kimler var?
Dr. Tünel, sepsisin herkesi etkileyebileceğini ancak bazı gruplarda riskin çok daha yüksek olduğunu ifade etti. Özellikle bebekler, yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf olan bireyler, kronik hastalığı bulunanlar ve yetersiz beslenenler sepsis açısından en savunmasız gruplar arasında yer alıyor.
Belirtilere dikkat: Septik şoka girmeden müdahale şart
Sepsisin belirtilerinin iyi bilinmesi gerektiğini söyleyen Dr. Tünel, şu uyarılarda bulundu:
“Yüksek veya düşük vücut ısısı, gün boyu hiç idrara çıkmama, aşırı titreme, nefes darlığı, şiddetli ağrı, konuşma bozukluğu ya da bilinç bulanıklığı gibi belirtiler sepsis işareti olabilir. Bu durumda vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalı.”
Bu belirtilerle birlikte yapılan laboratuvar testleriyle sepsis tanısı doğrulanabiliyor.
Tedavi yoğun bakımda gerçekleşiyor
Sepsis tedavisinde öncelik, enfeksiyonun kaynağının tespit edilmesi. Ardından kişiye özel olarak düzenlenen tedavi sürecinde hızlı antibiyotik uygulanıyor, sıvı desteği sağlanıyor ve gerektiğinde organ destek sistemleri kullanılıyor. Dr. Tünel, “Bazen bağışıklık sistemi enfeksiyonla savaşmayı bırakıyor ve kendi dokularına saldırıyor. Bu ciddi tablo nedeniyle hastalar yoğun bakımda yakından takip ediliyor” ifadelerini kullandı.
Korunmanın anahtarı: Doğru el yıkama
Sepsisten korunmanın en etkili yolunun enfeksiyonlardan korunmak olduğunu belirten Tünel, bu noktada en basit ve etkili yöntemin el hijyeni olduğunu vurguladı. Dr. Tünel, doğru el yıkamanın püf noktalarını şöyle sıraladı:
Eller en az 10-15 saniye yıkanmalı.
Köpükle parmak araları, tırnak dipleri ve avuç içleri iyice ovulmalı.
Sabun yerine el antiseptiği kullanılıyorsa başparmaklar ve el üstü unutulmamalı.
Musluk doğrudan kapatılmamalı; bunun için kâğıt havlu kullanılmalı.
Eller temiz ve hijyenik bir havluyla tamamen kurulanmalı.
Her 3 hastadan 1’i hayatını kaybediyor
Dünya genelinde sepsis nedeniyle her yıl milyonlarca insan hayatını kaybediyor. Sepsise yakalanan her üç hastadan biri yaşamını yitirirken, hayatta kalanların yarıya yakını sepsis sonrası fiziksel ve psikolojik sorunlar yaşıyor.
Ancak uzmanlar, deneyimli yoğun bakım ekipleri ve erken müdahale sayesinde sağ kalım oranlarının yüzde 85’in üzerine çıktığını hatırlatarak, farkındalık ve hızlı hareketin hayat kurtardığını vurguluyor.





