Aksa Tufanı
Operasyonuyla siyonist rejim ve destekçilerini şoka uğratan Filistin direnişi,
işgal ordusunu asıl savaş meydanında karşılıyor.
On binlerce
mazlumun pak kanıyla sulanan Gazze, vuruldukça sertleşen iradesiyle işgal
çetesine mezar olmaya hazırlanıyor.
İşgal
uçakları tarafından tonlarca ağırlığındaki bombalar ile vurulan Gazze'de
Filistinli mücahitler asrın direnişini sergiliyor. Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü
için canını hiçe sayarak tanklara kafa tutan Filistin'in serdengeçtileri,
düşmanı zelil eden operasyonlar yapıyor.
Korkak işgal
çetesi, ABD'nin her türlü silah ve istihbarat desteğine rağmen Gazze'nin
tünellerinde ölüm pususuna yatan mücahitler karşısında ecel terleri döküyor.
Gazze
sınırları içerisine giren işgal çetesi, HAMAS ve İslami Cihad'ın askeri
garnizonlarının bulunduğu tünellerden sevk ve idare edilen eylemler ile ağır
kayıplar veriyor.
Direnişin can damarı:
Tüneller
Filistinli
direniş hareketlerinin mühendislik dehasıyla inşa ettiği Gazze tünelleri,
askeri ve operasyonel faaliyetlerin yanı sıra Filistin halkının farklı
ihtiyaçları içinde kullanılıyor.
İkinci
intifadadan önce genelde Mısır'dan Gazze'ye çeşitli eşyalar getirmek için
kaçakçılar tarafından kullanılan tüneller, 2000 yılından itibaren gittikçe
gelişen tarzda askeri amaçlar için kullanılmaya başladı.
2005 yılında
siyonist rejimin Gazze'den çekilmesinden ve HAMAS'ın bölgede iktidarı ele
geçirmesinden sonra Direniş Hareketleri için tünel yapımında elverişli bir
ortam oluştu.
Birinci
İntifada ve İkinci İntifada'nın başında etkili olan eylem tarzları, özellikle
HAMAS'ın Gazze'de güç kazanmasıyla değişikliğe uğradı. Filistin Direnişi,
kısıtlı imkanlar ile siyonist rejimi kalbinden vuracak teknolojiler üzerine
yoğunlaştı. Füze teknolojisi ve tünel sisteminin geliştirilmesinde eski Kudüs
Gücü Komutanı General Kasım Süleymani'nin önemli etkisi oldu.
Gazze
Şeridi'nin bir kıyı ovası gibi düz olan topografik yapısına karşılık Filistinli
direniş grupları, düşman saldırılarına karşılık yer altındaki Gazze'yi inşa
etmek zorunda kaldı. HAMAS, siyonist rejimin hava gücüne karşılık onu karada,
hatta yer altında mağlup etmek ve mücahitlere saldırılar sırasında sığınak
sağlamak amacıyla modern tekniklerle adeta bir yer altı şehri inşa etti.
Silah ve
mühimmatların başka bölgelere sevkini daha rahat sağlamak için raylı
sistemlerin de döşendiği bu yeraltı şehrinde, füze bataryalarından küçük
çaptaki otomatik silahlara kadar birçok teknolojik unsurun üretimini yaptı.
Havalandırma ve ışıklandırma sistemlerinin de olduğu tünellerin yer yer 70
metre kadar yerin derinliğinden geçtiği ifade ediliyor.
Ana arter ve
kılcal damarlar şeklinde Gazze'nin her yerine yayılan tünellerin uzunluğu
bilinmiyor. HAMAS'ın Gazze sorumlusu Yahya Sinvar, 2021'in Mayıs ayında yaşanan
savaştan sonra yaptığı açıklamada siyonist rejimin "HAMAS'ın tünel ağını
yok ettik" şeklindeki iddiasına karşılık HAMAS'ın 500 kilometrelik bir
tünel ağına sahip olduğunu, işgalcilerin bunun ancak yüzde 5'ine zarar
verdiğini ifade etmişti. 2021'deki Kudus'ün Kılıcı operasyonundan sonra
HAMAS'ın tünel ağını daha fazla genişlettiği belirtilirken siyonist askeri
uzmanlara göre direniş güçlerinin kontrolündeki tünellerin uzunluğu bin
kilometreden fazla.
Aksa Tufanı
Operasyonu'nun ilk günü Kassam Tugayları tarafından esir alınan daha sonra
yaşlı ve hasta olduğu için serbest bırakılan Yocheved Lifshitz, tünellerin
uzunluğuna atfen "Nemli tünellerde saatlerce yürüdük" demişti.
Bazı askeri
uzmanlara göre Gazze Şeridi, Kuzey Kore'den sonra dünyanın en uzun ve gelişmiş
tünellerine sahip. Ve bu tüneller, ağır bombardıman ve kara saldırıları hesaba
katılarak inşa edilmiş.
Mücahitler tüneller aracılığıyla
başarılı eylemler gerçekleştiriyor
Kassam
Tugayları, 2006 yılında Gazze ile işgal altındaki bölge arasında bulunan Kerem
Şalom geçiş noktasına tüneller aracılığıyla bir operasyon düzenlemişti.
Operasyon neticesinde 2 siyonist asker öldürülmüş, Gilad Şalit adlı asker esir
alınmıştı. 5 yıl boyunca Kassam Tugaylarının elinde esir kalan Şalit, yapılan
esir takası anlaşması sonucu serbest bırakılmış, buna karşın siyonist rejim
zindanlarında esir tutulan bin 27 Filistinli özgürlüğüne kavuşmuştu.
Filistin
direnişi ile siyonist rejim arasında 2014 yılında meydana gelen savaş sırasında
tünelleri kullanan mücahitler, işgalcilere ağır kayıplar verdirmişti. Savaştan
sonra işgal rejimi tarafından yapılan açıklamada Gazze sınırında 32 tünel
tespit ettikleri ifade edilmişti.
Siyonist
rejim, Filistinli direnişçilerin işgal altındaki topraklara tüneller
aracılığıyla sızmasını engellemek için 2017 yılında Gazze Şeridi boyunca 40
kilometre uzunluğunda duvar ördü. Yerin metrelerce altına kadar uzanan
duvarlara tünel yapımını algılayan sensörler yerleştirdi.
Aksa Tufanı
Harekatının başladığı 7 Ekim'den sonra siyonist rejim işgalindeki Kfar Azar
köyünde bir tünel tespit edildi. Gazze'den Kfar Azar'a uzanan tünel
mücahitlerin bu yolu kullanarak da işgal bölgesine sızmış olabileceği
ihtimalini artırdı. Gazze sınırı boyunca uzanan duvar ve altındaki sensörlere
rağmen direnişin tüneller aracılığıyla Kfar Azar kibutzuna ulaşması HAMAS'ın
tünel teknolojisinin ileri seviyelere ulaştığı yorumlarını beraberinde
getiriyor.
Siyonist
rejimin askeri gücünün halen devam eden kara saldırısı sırasında ağır kayıplar
vermesinde, Gazze tünellerinin önemli bir etkisi söz konusu. Tankların içine
gizlenerek ve işgal uçaklarından destek alarak Gazze'ye girmeye çalışan
siyonist çetelere; beklemedekileri bir anda, yıkık bir binanın içinden ya da
enkazından çıkan mücahitler tarafından başarılı operasyonlar yapılıyor.
Tünellerden çıkan mücahitler "Yasin 105" roketleriyle siyonistlerin
efsanevi (!) merkava tanklarını imha ediyor.
Gazze'nin
tünelleri siyonistlere mezar olacak
Dünya
tarihinde tüneller aracılığıyla yapılan savaşların genelde başarı getirdiği
görülmektedir. Gazze'ye saldıran işgal çetesinin en büyük hamisi ABD'nin de
tünel savaşlarında acı tecrübesi vardır. Vietnam savaşında 58 bin askeri ölen
ve yenilgiyi kabul eden ABD'nin, desteklediği işgal rejimi ile birlikte
Gazze'de yenilgiyi tadacağı uzak bir ihtimal değildir. Vietnam savaşı sırasında
Cu Chi tünellerinden çıkarak ABD askerlerini avlayan Vietnamlılar, yaşattıkları
korku psikolojisi ile ABD askerlerinin intihar etmelerine yol açmışlardı.
Siyonist askerler de aynı psikolojiyi şu an Gazze'de yaşıyor. Hayaletlerle
savaştıklarını belirten işgal askerleri, Kassam mücahitlerinin savaş
yetenekleri karşısında büyük şok yaşamaktadırlar.
Birinci Dünya
Savaşı sırasında yaşanan 2'nci Gazze Muharebesi sırasında Osmanlı ordusu,
şehirde bazı noktalara tüneller kazarak işgalci İngilizlere karşı savaşmıştı.
Hatta İngilizlerin ilk kez kullandıkları tanklar dahi bu muharebenin seyrini
değiştirememiş ve İngilizler yenilmişlerdir. Yine bu savaşta İngilizler,
Müslümanlara karşı kimyasal gazlar kullanmıştır. Allah'ın yardımıyla
işgalcilerin kullandığı kimyasal gazlar rüzgarın yönünü değiştirmesiyle
Müslümanlara zarar vermemiştir.
Siyonistlerin
korkak askerleri, tünel savaşlarında mücahitlerle karşılaşmayı göze
alamayacakları için kimyasal silah kullanmaya yelteneceklerdir. Gazze'deki
tünellere kimyasal gaz basma fikri işgal medyasında sıklıkla gündeme
getiriliyor. Siyonistlerin vahşetine engel olmak için Kassam Tugayları Komutanı
Muhammed Dayf'ın dediği gibi "Bütün Müslümanlar sınırları kaldırarak
Gazze'ye yönelmelidir."
Kudüs'ün
özgürlüğü için canlarını ortaya koyan bu yiğit halkın zaferi, tüm İslam
aleminin hatta insanlığın zaferi olacaktır. Gazze'yi yok etmeye gelen düşman
burada yok olacak ve Gazze tünelleri siyonistlere mezar olacaktır.
Filistinli
direnişçilerin zaferini kolaylaştırmak ve bilumum şer cephesini mağlup etmek
için Gazze dışındaki Müslümanların harekete geçmesi gerekir.
Aksi takdirde
bundan 100 yıl önce Müslümanlara karşı kimyasal silah kullanmaktan çekinmeyen
küfür cephesi, bugün de Gazze'de aynı vahşete imza atmak isteyecektir.
Mazlum Filistin
halkının -binlerce çocuğun parçalanmış bedeniyle, 11 bini aşkın şehidin pak
kanıyla, yerle bir olan bir şehrin acı ve kederiyle- sürdürdüğü bu kutsal
mücadelenin zafere ulaşması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır. (İLKHA)