Diyarbakır
merkez Kayapınar ilçesi Ahmede Hani Caddesi üzerinde toplanan binlerce kadın,
Filistin'e destek sloganları atarak yürüyüş yaptı.
Filistin
bayrakları ve ellerindeki dövizlerle yürüyüşe geçen kadınlar, elleri ve
kıyafetleri kanlı çocuklarıyla basın açıklamasının yapılacağı Yenihal Köprülü
Kavşağına doğru ilerledi.
Yenihal
Köprülü Kavşağında devam eden programda TESSEP adına Zehra Çetiz ve İTTİHADUL
ULEMA medreseleri adına Sidret Kaya selamlama konuşmaları yaptı.
Havva
Solmuş'un Filistin'e ithafen hazırlanan şiiri seslendirmesinin ardından HÜDA
PAR Diyarbakır Kadın Kolları adına Sümeyra Doğan basın açıklamasını okudu.
"Kadınlar
katledilirken Altın Kelebek ödüllerinde mutluluk temennilerini alkışlayanların
maskeleri düşüyor"
Gazze'de
siyonist soykırım ve vahşetin 7 Ekim'den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde
halen devam etmekte olduğunu belirten Doğan, "İşgalci siyonist rejimin
Gazze'ye düzenlediği saldırılarda şehid olan ve yaralanan Filistinli
kardeşlerimizin sayısı artık rakamların ötesine geçmiş durumdadır. Çünkü
Gazze'de siyonsit çeteler, tüm dünyanın gözü önünde soykırım suçu işlenmektedir.
Her geçen gün siyonist vahşet kat be kat artarak hedef gözetmeksizin
cami, okul, hastane ve her türlü yerleşim yerlerini bombalanmaktadır. Gazze'nin
yüzde 60'dan fazlası yıkık ve virane hale getirilmiş durumdadır." dedi.
Siyonistlerin
yapmış olduğu saldırılarda hiçbir kural, kaide ve ölçü tanımadığını; kadın,
çocuk, yaşlı ve bebekleri acımadan katletmekte olduğuna vurgu yapan Doğan,
"Bu vahşet, batının gerçek yüzünü ortaya çıkararak maskelerini tek tek
düşürmüştür. Gazze'de büyük bir vahşet yaşanırken; bebek, çocuk ve kadınlar
katledilirken Altın Kelebek ödüllerinde evde mutlu ve güvenli olan loli köpeğe
gönderilen mutluluk temennilerinin alkışlandığı ve insanlığını yitirmişlerin
gerçek maskeleri tek tek düşmektedir." ifadelerini kullandı.
"İnsanlık ailesi,
kefene sarılı çocuğuna sarılan anneyle dalga geçen zalimleri hep lanetle
anacaktır"
Bazı sözde
giyim markalarının alaycı reklam çalışmalarına da değinen Doğan, "Gazze'de
meydana gelen zulme tüm dünyada kabullenme ve alışma aşamasına geçilmesi için
sözde bir giyim markasının, kucağındaki kefene sarılı çocuğuna acıyla sarıldığı
anne ile dalga geçtiği bir dönemde insanlık ailesi, siz zalimleri hep lanetle
anacaktır. Çabanız boşuna, bizler normalleştirmeye çalıştığınız bu
zulümlerinize en gür seda ile haykıracağız ve 'Zalimler için yaşasın cehennem,
kahrolsun kadın ve bebek katili siyonistler' diyeceğiz." şeklinde konuştu.
Devlet
yöneticilerinin tutumuna da atıfta bulunan Doğan, şunları söyledi:
"Batılı
liderler başta olmak üzere birçok satılık lider, siyonist işgalcilerin,
Gazze'de kadın, çocuk, yaşlı demeden soykırıma tabi tutulmasına gözlerini
yummanın ve kulaklarını tıkamanın ötesinde açık açık katliama destek
vermektedir. Gazze'de insanlar zulme, ayrımcılığa ve eşitsizliğe maruz kalırken
ve şu ana kadar 10 bine yakın bebek ve çocuk katledilirken İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesinin birinci maddesinde 'Bütün insanlar özgür, onur ve
haklar bakımından eşit doğarlar' diyen ve aynı beyannamede, hiç kimsenin
kendini güvende hissedemediği, yaşama hakkı her gün ellerinden alındığı
Gazze'nin durumu ortadayken Madde 3'te "Herkesin yaşama hakkı ile kişi
özgürlüğü ve güvenliği hakkı vardır" diyen beyanname kutlanmaktadır."
"BM, DSÖ ve
UNESCO'nun yalnızca birer tabela olduğu artık bütün insanlığın malumu
olmuştur"
Dünya insan
hakları beyannamesinin kabul edildiği günden bu yana insan hakları konusunda
pratik ve eylemsel olarak bir gelişim görülmediğinin altını çizen Doğan,
"Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve UNESCO'nun yalnızca birer
tabela olduğu artık bütün insanlığın malumu olmuştur. Bizde diyoruz ki Müslüman
kardeşlerimizi Filistin'de katliamlarla baş başa bırakan bir dünyada insan
hakları kuru bir ifadeden ibarettir. Batı önceki yıllarda Bosna Hersek, Irak,
Suriye, Arakan ve Afganistan'da Müslümanların katledilmesine nasıl göz yumduysa
bugün de Gazze'de üç maymunları oynamaktadır." diye belirtti.
Doğan,
"Ama biz inanıyoruz ki tüm dünya siyonizme hizmet de etse, bulunduğumuz
topraklardan siyonizme destek de olsa, ülkemizden giden gemiler siyonist
katillerin her türlü ihtiyaçlarını da karşılasa Gazze'nin direniş
kahramanlarının zafer müjdesini bir gün mutlaka alacağız inşallah." dedi.
"Özgür ülkeler,
Gazze'ye ulaşmak için siyonistlerden izin alma zilletinden kurtulmalıdır"
Müslüman
liderlere ve tüm uluslararası aktörlere çağrıda bulunan Doğan, şu ifadelere yer
verdi:
"Gazze'de
yaşayan iki buçuk milyona yakın mazlum insanın hayatlarının idamesi için
gerekli su, gıda, ilaç, barınma ve temel ihtiyaçların karşılanması için 'insani
yardım koridoru' acilen açılmalıdır. Filistin'i devlet olarak tanıyan özgür
ülkeler, seçimle iş başına gelmiş HAMAS'a ve Gazze hükümetine denizden, karadan
ve havadan ulaşmak için siyonistlerden izin alma zilletinden kurtulmalıdır. Bu
özgür ülkeler, uluslararası hukuka uygun olarak HAMAS'la siyasi, ekonomik ve
askeri iş birliği yapmalıdırlar."
Ülkelerin
işgal rejimine karşı göstermesi gereken tutuma da değinen Doğan, "İşgal
tamamıyla son bulana kadar siyonist işgal rejimi ve ticari kurumlarına askeri,
siyasi, diplomatik ve ekonomik tüm ilişkilere son verilmeli, asla yeni iş
birliği yapılmamalıdır. Siyonistlerin her bir saldırı, katliam, cürüm ve hukuk
tanımayan uygulamalarına karşı mutlaka caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.
Siyonistler ancak güçten anlar, İslam ümmeti bu gücünü göstermelidir. Filistin
davası ümmetin ortak davasıdır. Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanların ortak
değeridir. Bu bilinç kaybolmamalı ve nesiller boyu diri tutulmalıdır. HÜDA PAR
Kadın Kolları olarak/Bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki;
ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın, Müslüman kardeşlerimizin, Filistinli annelerin,
bacıların ve çocukların yanındayız." şeklinde konuştu.
Program
Meryem Avcı'nın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)