Sur’un en önemli tarihi eserlerinden biri olan Zinciriye Medresesi, bölgenin kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor. Yapım tarihi tam olarak bilinmese de 1198 veya 1236 yıllarında inşa edildiği tahmin edilen bu medrese, Diyarbakır Ulu Cami’ye sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor. Siyah bazalt kesme taş kullanılarak yapılan yapı, mimari açıdan dikkat çekici unsurlara sahip.
Medresenin yapımının Nisa Ebu Dirhem’e ait olduğu düşünülüyor. Tarih ve kültür meraklılarının yanı sıra mimarlık alanında çalışanlar ve bu alana ilgi duyan ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gören Zinciriye Medresesi, özellikle taş işçiliği ve cephe süslemeleriyle öne çıkıyor. Yapının detaylarındaki özgün motifler, dönemin sanat anlayışını yansıtıyor.
Sur ilçesi, sadece Zinciriye Medresesi ile değil; surları, tarihi camileri, kiliseleri ve müzeleri ile de bölgenin tarihini yaşatan bir açık hava müzesi niteliğinde. Bu nedenle, Diyarbakır’a gelen ziyaretçilerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında geliyor. Sur, geçmişten günümüze ulaşan izleriyle, ziyaretçilerine tarih içinde unutulmaz bir yolculuk sunuyor.
Son yıllarda bölgenin turizme açılması ve yapılan restorasyon çalışmaları ile Sur’un tarihi yapıları daha da korunmaya alındı. Böylece hem bölge ekonomisine katkı sağlanıyor hem de kültürel miras gelecek nesillere aktarılıyor.
Diyarbakır’ın kültür ve tarih turizmi açısından önemli bir merkez olan Sur, tarih ve mimari tutkunlarının keşfetmesi gereken özel bir destinasyon olarak öne çıkıyor.

