Poliklinikte görev yapan Dil ve Konuşma Terapisti Üzeyir Aydın, kekemelikle ilgili önemli bilgiler paylaşarak erken dönemde başlayan terapilerin sürece büyük katkı sağladığını vurguladı. Aydın, “Kekemelik; konuşma sırasında ses, hece veya kelimelerin tekrarlanmasıyla kendini gösteren bir akıcılık bozukluğudur. Bazı durumlarda yüz, göz veya el hareketleri gibi eşlik eden davranışlar da görülebilir. Bu belirtiler genellikle kekemeliğin şiddetli seyrettiği bireylerde ortaya çıkar. Tedaviye erken yaşta başlanması, ilerlemenin önüne geçilmesi açısından son derece önemlidir,” dedi.
Aydın, kekemeliğin çoğunlukla 2 ila 5 yaş arasında ortaya çıktığını belirterek, “Bazı çocuklarda bu durum geçici olurken, bazı bireylerde yetişkinliğe kadar sürebilir. Kliniğimizde farklı yaş gruplarına uygun çeşitli terapi yöntemleri uygulanıyor. 2–6 yaş grubundaki çocuklarda oyun temelli Litcom yöntemi tercih edilirken, 7 yaş ve üzeri bireylerde kontrollü konuşma teknikleriyle akıcılık sağlanıyor. Bu yöntemler sayesinde konuşma hızı düzenleniyor ve bireylerin iletişim becerileri güçleniyor” ifadelerini kullandı.
Kekemeliğin genetik temelli bir durum olduğunu belirten Aydın, yanlış algılara da değindi:
“Kekemelik bir hastalık değildir. Bireyler kendilerini hasta gibi hissetmemeli. Bu durum, bir konuşma biçimidir ve bununla yaşamayı öğrenmek gerekir. Kekemeliği bastırmaya çalışmak genellikle sorunu artırır. Asıl önemli olan, durumu kabullenip uygun terapiye yönelmektir. Erken teşhis ve zamanında müdahale tedavinin başarısını belirler. Ailelerin çocuklarında kekemelik fark ettiklerinde gecikmeden dil ve konuşma terapistine başvurmaları gerekir.”
Aydın, kliniğin çocuklardan yetişkinlere kadar geniş bir yaş grubuna hizmet verdiğini belirterek, “Her bireyin ihtiyacına göre terapi planı oluşturuyoruz. Doğru yöntem ve sabırla kekemelik kontrol altına alınabiliyor” diye konuştu.





