Bilim insanları, dünyanın okyanuslarının geri dönüşü olmayan bir kırılma noktasına hızla yaklaştığını bildirdi. Yeryüzünün büyük bölümünü kaplayan okyanuslarda görünmez bir ekolojik kriz yaşanıyor. Uzmanlara göre sorun artık yalnızca atmosferin ısınması değil; okyanus ekosistemlerinin çöküşü, gezegenin genel dengesini tehdit ediyor.
Okyanus neden alarm veriyor?
Son yıllarda okyanus yüzeylerinde ve derinliklerinde sıcaklık rekorları kırılıyor. Bu durum, denizlerdeki ısı dalgalarının hem süresini hem de şiddetini artırıyor. Aynı zamanda kimyasal dengesizlikler de hızla büyüyor. Okyanusların karbon emme kapasitesi azalırken “asitlenme” süreci giderek hızlanıyor.
İnsan faaliyetleri bu tabloyu ağırlaştırıyor. Plastik kirliliği, deniz yatağı madenciliği ve aşırı avlanma gibi baskılar, deniz ekosistemlerinin dayanma sınırlarını zorluyor.
Küresel ısınmanın gölgesinde kalan kriz
Okyanuslar yalnızca iklim değişikliğinden etkilenen sistemler değil; aynı zamanda onu dengeleyen ana unsurlardan biri. Atmosferdeki ısıyı, karbonu ve nem akışlarını düzenleyen okyanuslar, bu dengesini kaybettiğinde zincirleme etkiler ortaya çıkıyor.
Bu durum fırtınaların, sıcak hava dalgalarının ve kıyı taşkınlarının daha sık ve yıkıcı hale gelmesine yol açabiliyor. Ayrıca ekosistemlerin çöküşü, gıda güvenliği, balıkçılık, turizm ve kıyı yerleşimleri açısından milyonlarca insanı doğrudan etkileyebilir.
Bilim insanlarından acil çağrı
Uzmanlar, deniz sıcaklıklarının ve okyanus kimyasındaki değişimlerin sürekli izlenmesi gerektiğini belirtiyor. Veri sistemlerinin güçlendirilmesi, ulusal ve uluslararası düzeyde okyanus koruma politikalarının hızla devreye alınması çağrısında bulunuluyor.
Plastik kullanımının, deniz yatağı işlemlerinin ve aşırı avlanmanın sınırlandırılması gerektiğini vurgulayan bilim insanları, “okyanus sağlığının” ekonomik göstergeler arasında yer almasının zorunlu hale geldiğini ifade ediyor.