Kurul, bu tür tedavilerin caiz olduğunu belirterek, hastaların meşru ve helal tedavi yöntemlerini tercih etmeleri gerektiğini vurguladı.

Fetvada, kişinin bedensel rahatsızlıklarının ilaç veya cerrahi müdahale yoluyla tedavi edilmesinin dinen sakıncalı olmadığı ifade edildi.

Özellikle sivilce, akne, ben ve bunların bıraktığı izlerin tedavisinin caiz olduğu belirtilerek şu açıklamalara yer verildi:

"Kişide bulunan rahatsızlık nedeniyle bedeninin çeşitli yerlerinde belirginleşen sivilce, akne, ben ve bunların neticesinde görülen izleri tedavi etmesi caizdir. Bu tedavinin ilaç yoluyla ya da ameliyat operasyonlarıyla giderilmesi arasında herhangi bir fark yoktur. Meşru olan helal tedavi yöntemlerinin hepsi caizdir. 

Sonradan meydana gelen fiziki bir rahatsızlık nedeniyle veya yaratılış itibariyle normal insanlardan farklı bir şekilde doğanlar için değil de daha fazla güzelleşmek sebebiyle yapılan estetik ameliyatları islam âlimler tarafından caiz görülmemektedir. Sivilce gibi kişide sonradan meydana gelen fiziki rahatsızlıklar, bu kısımdan olmadığı için ameliyatla tedavi edilmesi caizdir (Husâmuddin Affâne, Yeselûneke VI, 225).

Fakat bu ameliyatların insan sağlığına zararlı olup olmaması iyi bir şekilde araştırılmalıdır. Tedavi neticesinde daha kötü bir rahatsızlık söz konusu olursa bundan vazgeçilir."

Bu fetva, estetik kaygılarla yapılan operasyonlarla sağlık amacıyla gerçekleştirilen tedaviler arasındaki farkı vurgularken, kişilerin sağlığını koruyarak doğru yöntemleri tercih etmeleri gerektiğini ortaya koyuyor.