Emiroğlu, “Üretimde en azami işlevi sırtlayan asgari ücretli, geçinmede asgari şartlara bile layık görülmemektedir” ifadelerini kullandı. Açlık sınırının 28 bin TL, yoksulluk sınırının ise 92 bin TL’yi aştığına dikkat çekti.
Bütçede faiz yükü ve ekonomik kriz
Emiroğlu, 2026 bütçesinde öngörülen faiz giderlerinin 2 trilyon 741 milyar lira olduğunu belirterek, bu tutarın Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden daha fazla olduğunu söyledi. Ödenen faizlerin devlet gelirlerinin yaklaşık yüzde 17’sine, vergi gelirlerinin ise yüzde 20’sine denk geldiğini ifade ederek, “Vatandaşımızdan esirgediğimiz miktarın çok daha fazlası modern tefeci kurumların kasalarına akmaktadır” dedi.
Aile politikaları ve toplumsal sorunlar
Önümüzdeki 10 yılın "Aile Yılı" ilan edilmesini olumlu bulduğunu belirten Emiroğlu, boşanma oranlarının artması, evliliğin azalması ve doğurganlık hızının düşmesini aileyi güçlendirmeyen politikaların sonucu olarak değerlendirdi. Cinsel sapkınlığın propagandasının serbestçe yapıldığını, medyada aileyi hedef alan yayınların sürdüğünü ve ev hanımlarının dezavantajlı hâle getirildiğini söyledi. Kadınlar için çalışma şartlarının aile odaklı olarak düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Gıda güvenliği ve tarım sorunları
Emiroğlu, artan maliyetler ve yetersiz denetimlerin gıda güvenliğini tehdit ettiğini belirterek, “Milyonlarca aile besin değeri düşük ürünleri tüketmeye mahkûm edilmektedir. Gıda güvenliği ulusal güvenlik meselesidir” dedi. Yerli üretimin güçlendirilmesi, denetimin etkinleştirilmesi ve halkın sofrasının güvence altına alınması gerektiğini ifade etti.
Gazze Planı ve bölgesel sorumluluk
Siyonist rejimin Gazze ve Lübnan’a saldırılarına değinen Emiroğlu, ABD’nin desteklediği sözde “Gazze Planı”nın barış getirmediğini, sessiz kalan ülkelerin tehlikeyi kendi kapılarına getirdiğini söyledi. Halklara ve yöneticilere güçlü bir tepki ve insani yardımın kesintisiz ulaştırılması çağrısında bulundu.