Diyanet ve
özel turizm acentelikleri aracılığıyla kutsal topraklara giden hacıların bir
kısmı bu sabah itibariyle Türkiye'ye döndü.
Yaklaşık 35
günlük hac ibadeti sonrasında memleketlerine dönen hacılar, şimdiden mübarek
toprakların hasretini çektiklerini belirterek hissedilen duyguların sözlerle
ifade edilemediğini dile getirdi.
Yaşadığı
duygu dolu atmosferi aktaran hacılardan Zekiye Yüksel, "Çok güzeldi, oraya
gidip yaşamak lazım. Görmeden olmuyor. Oraya gidildiğinde de insan oralara
doyamıyor. Allah herkese nasip etsin inşallah. Kâbe'yi ilk gördüğümde kendimi
rüyada sandım. Şimdi bile halen oraları gördüğüme inanmıyorum. Sanki bir
rüyaydı. Oralardan ayrılırken ağladık. Özellikle Peygamber Efendimizin kabri
çok farklıydı. Oraya gittiğimizde gözyaşlarından kendimizi tutamıyorduk."
diye belirtti.
"İlk duamız
Allah'ın bize tekrarını nasip etmesiydi"
Hac ibadeti
süresince dünyaya ait her şeyin hafızasından silindiğini ifade eden Mithat
Nazlı, "Hissettiklerimizi anlatamıyoruz. Şu an geldiğimizden dolayı
üzgünüz. Çoluk çocuğu unuttuk. Oralara giden buraları düşünmez. Kâbe'yi ilk
gördüğümde kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Nitekim Kâbe bir mıknatıs misali
insanı kendine çekiyor. Yani televizyondan görmek ile yaşamak ayrıdır. Yaklaşık
35 gündür ailemden uzağım. Şimdiye kadar ne aklıma geldi ne de aradım. Ailenin
özlemi farklıdır fakat oranın özlemi içimizdedir. Ki ilk duamız Allah'ın bize
tekrarını nasip etmesiydi ve şimdiden tekrar oralara gitmeyi düşünüyorum."
şeklinde konuştu.
Kutsal
topraklarda insanları, dünya namına hiçbir şeyi umursamadığını ve tek
endişesinin maneviyat olduğunu söyleyen Mehmet Sait Atan, "Aslında oralar
yaşanabilecek bir yerdir. Çünkü bizler burada namazı geciktiriyor, helal-haramı
karıştırıyor, insanların kalbini kırıyor, çok rahat şekilde gıybet ediyorken
orada ne esnafında ne de halkında dünya namına bir şey yok. Ezan vaktinde esnaf
işini bırakıp seccadesini hemen yere sererek namazını kılıyor." dedi.
"Kabeyi gördüğümde
ilk 3-5 gün kendime gelemedim"
"Kâbe'yi
gördüğümde ilk 3-5 gün kendime gelemedim" diyerek yaşadığı duyguyu
paylaşan Atan, "Diyebilirim ki tüm ailemin ismini dahi unuttum. Adeta
orada kendince küçük kıyameti yaşayarak büyük günahımız olmasa da günlük
hayatta yaptığımız gıybet, kibir, kalp kırmalar veya ticarette ufak tefek
gecikmeler gibi günahları hatırlayarak 'Ya Rabbim hesap verebilecek miyim?'
endişesine kapılmaktır." ifadelerini kullandı.
Allah'ın o
beldelere bahşettiği nimetlere atıfta bulunan Atan, "Mekke'nin tümü
kayalık, tek bir ot dahi yok. Allah-u Teala oranın altına petrol hazinesini
koymuş ve 6 milyon insanı ağırlıyor. Çünkü o insanlar Allah'ın
misafiridir." diye belirtti.
Hacılardan
İbrahim Yıldız ise "Mübarek topraklara gitmekle çok mutlu oldum. Allah'a
binlerce şükürler olsun. Meşakkatliydi ama inşallah Allah bize kefaret
edecektir. Mutluluktan diyebilecek bir söz bulamıyorum." diyerek yaşadığı
sevinci paylaştı.
Eşiyle
beraber kutsal toprakları ziyaret eden Mehmet Ali Doğru, kutsal topraklara
herkesin gitmesini tavsiye ederek "Çok güzel bir yerdir. Herkesin o
mübarek topraklara gidip oradaki havayı teneffüs etmesi ve o beldeleri görmesi
lazım. Yani sözlerle ifade edilemiyor. Çok duygulandık, ağladık." derken
eşi Gülten Doğru ise, yaptığı şu duaları paylaştı:
"Allah
herkese nasip etsin, imkânı olmayanlara o fırsatı versin. Efendimizin kabri
şeriflerini gördüğümde Rabbime duam şu oldu: 'Resul-i Ekrem'in yüzü suyu
hürmetine Allah'ım! ziyaretimizi kabul et' dedim, heyecanlandım. Allah, O'nun hatırına
bizleri af ve mağfiret eylesin. Onun dualarını kabul ettiği gibi bizlerin de
dualarını kabul etsin. Oradan ayrıldığımızda da vedalaşarak 'Elveda, Ey
Allah'ın Resulü' dedik."
"Hac mevsimi, tüm
Müslümanların coşku ve heyecan içerisinde yaşadıkları bir süreçti"
Hac ve Umre
organizasyonları yapan İnzar Turizmin yetkilerinden Şahin Elelçi, hacıların
yaşadıkları duyguları özetlerken tüm hacıların ibadetlerinin kabul olması
temennisinde bulundu.
Elelçi,
"Bizlere bugünleri yaşatan ve oralardan istifade etmeyi sağlayan Allah'a
şükürler olsun. Gerçekten 'Orası anlatılmaz, yaşanır' sözü bir hakikattir.
Allah, hac farizasını yerine getiren tüm hacılarımızın haccını kabul etsin. Hac
mevsimi, tüm Müslümanların coşku ve heyecan içerisinde yaşadıkları bir süreçti.
Dünya
Müslümanları, yan yana gelip Allah'ın beytinde gerekli şekilde kulluk
görevlerini yapma gayreti içerisindeydi. Allah Resulü Aleyhisselatu Vesselam'ın
'Hac meşakkattir' tabiriyle bizler her ne kadar orada zahmet ve zorluk yaşamış
olsak dahi bunun daha üstesinde rahmetin olduğunu görüyoruz." ifadelerini
kullandı.
İnzar Turizm
olarak her yıl olduğu gibi bu sene de ellerinden gelen gayreti gösterdiklerine
inandıklarını sözlerine ekleyen Elelçi, koşullar gereği itibariyle Suudi
Arabistan bölgesinde bazı sıkıntıların yaşandığını, fakat her ne kadar
bir takım aksaklık ve eksiklikler olsa da İnzar Turizm olarak üzerlerine düşen
görevi yaptıklarını kaydetti.
Elelçi,
"Hacca ilk gidenlerin duyguları çok farklıdır. Özellikle Müslümanların
duygu ve düşüncelerinin ziyadeleştiği an Arafat'tır. Milyonların arafatta aynı
anda coşkuyu yaşaması gerçekten görülmeye değerdir. Arafat, Mina ve Müzdelife
haccın şiarlarındandır. Dolayısıyla ilk giden hacılarımızın gözlerinde bu duygu
ve düşünceleri okumak mümkündür. Mekke ve Medine denildiğinde sadece Arafat,
Mina ve Müzdelife değil, Efendimizin bastığı her toprak ve karışta bunu gördük
ve yaşadık. Rabbim tekrardan onların haclarını mebrur eylesin, ibadet ve
dualarını kabul etsin." dedi. (İLKHA)