Hem ismiyle merak uyandıran hem de mimarisiyle geçmişin izlerini günümüze taşıyan bu han, ziyaretçilerini tarihle buluşturuyor.
17. yüzyıldan günümüze ulaşan bir tarih
Sülüklü Han’ın, Osmanlı döneminde 1683 yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve kardeşleri tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Dönemin önemli ticaret yolları üzerinde yer alan han, tüccarların konakladığı ve ticaret yaptığı bir merkez olarak kullanılmış. Aynı zamanda alt katındaki dükkânlarla ekonomik hayatın kalbinin attığı yerlerden biri olmuş.
Klasik Osmanlı han mimarisi
Han, geleneksel Osmanlı han mimarisinin güzel bir örneği olarak öne çıkıyor. İki katlı ve avlulu bir yapı olan Sülüklü Han’ın zemin katında taş döşemeli geniş bir avlu bulunuyor. Bu avlunun çevresine dizilmiş odalar, geçmişte konaklama ve depo amaçlı kullanılırken, günümüzde kafeler ve sanat atölyelerine ev sahipliği yapıyor.
Adını nereden alıyor?
Sülüklü Han ismi, hanın bodrum katında bulunan ve zamanında şifa amacıyla kullanılan bir su kuyusundan geliyor. Rivayete göre bu kuyuda sülüklerle tedavi yapılır, özellikle kan dolaşımı hastalıklarında bu yöntemden faydalanılırdı. İşte bu uygulama, hanın halk arasında “Sülüklü Han” olarak anılmasına neden olmuş.
Bugün kültürel bir buluşma noktası
Yıllar boyunca farklı amaçlarla kullanılan han, günümüzde restore edilerek turizme kazandırıldı. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak noktası olan Sülüklü Han, sadece tarihi dokusuyla değil, aynı zamanda canlı kültürel atmosferiyle de dikkat çekiyor. Avlusunda kurulan masalarda kahve içilirken, taş duvarların arasında geçmişe bir yolculuk yapılabiliyor.



