Bu eşsiz tatlardan biri de yöre halkı tarafından yıllardır yapılan, ancak geniş kitleler tarafından henüz yeni keşfedilen geleneksel Serbizer Çorbası. Hem besleyici hem de şifa kaynağı olan bu çorba, özellikle kış aylarında sofraların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.
Kürtçede "başı pişmiş" ya da "pişirilmiş baş" anlamına gelen "Serbizer", çorbanın temel malzemesini de açık ediyor. Genellikle dana ya da koyun kelle etiyle yapılan çorba, uzun süre kısık ateşte pişirilerek hazırlanıyor. Etin kolajeninden gelen yoğunluk ve lezzet, Serbizer’i diğer çorbalardan ayırıyor.
Diyarbakır’da halk arasında soğuk algınlığına, halsizliğe ve kemik ağrılarına karşı doğal bir takviye olarak kabul edilen Serbizer Çorbası, yüksek protein ve mineral içeriğiyle dikkat çekiyor. İçerisine isteğe göre sarımsak, sirke ve acı biber de eklenerek servis ediliyor.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan bazı geleneksel lokantalarda sabah saatlerinde servis edilen Serbizer Çorbası, özellikle yaşlılar tarafından "enerji deposu" olarak tanımlanıyor. Kentin tarihiyle bütünleşmiş bu lezzet, yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekmeye başladı.
Sonuç olarak, Serbizer Çorbası sadece bir yemek değil; Diyarbakır’ın tarihini, kültürünü ve yaşam tarzını yansıtan bir miras. Bu eşsiz lezzeti yerinde tatmak isteyenler için Sur sokakları adeta bir açık hava mutfağı sunuyor.





