Bu kültürel mirasın en temel unsurlarından biri ise şüphesiz "Diyarbakır Kürtçesi". Kürtçenin Kurmanci lehçesi içinde yer alan bu bölgesel ağız hem günlük yaşamda hem de edebi ve sözlü gelenekte önemli bir yer tutuyor.

Kurmancî'nin Diyarbakır yorumu

Kürtçenin en yaygın lehçesi olan Kurmanci, Türkiye'de milyonlarca insanın anadili konumunda. Diyarbakır'da konuşulan ağız ise Kurmancî'nin özgün bir varyantı olarak öne çıkıyor. Fonetik yapısı, sözcük seçimi ve telaffuz özellikleri bakımından bölgeye has farklılıklar taşıyan bu ağız, özellikle yaşlı kuşak ve kırsal kesimde hâlâ güçlü biçimde kullanılıyor.

Dil uzmanlarına göre Diyarbakır Kürtçesi, hem gramer açısından Kurmancî'nin genel kurallarına sadık kalıyor hem de bölgeye has söyleyiş biçimlerini barındırıyor. Diyarbakır ağızı, yumuşak telaffuzu ve müzikaliteye yakın ses özellikleriyle dikkat çekiyor.

Günlük hayatın içinde yaşayan bir dil

Bugün Diyarbakır sokaklarında, pazarda, evde ve özellikle yaşlı kuşaklar arasında Diyarbakır Kürtçesi günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası. "Tu çawa yî?" (Nasılsın?), "Ez baş im" (İyiyim) ya da "Em ê biçin bazarê" (Pazara gideceğiz) gibi ifadeler, bu ağızda sıkça duyulan örneklerden sadece birkaçı.

Genç kuşaklar arasında Türkçenin etkisi artsa da özellikle aile içinde ve mahalle yaşamında Kürtçe hâlâ önemli bir iletişim aracı olmaya devam ediyor.

Dengbêjlik geleneğiyle iç içe

Diyarbakır Kürtçesi, sadece konuşma dili değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal bir taşıyıcıdır. Dengbêjlik geleneği — yani sözlü Kürt edebiyatı ve halk hikâyeciliği — bu ağızla hayat bulmuş, yaşatılmış ve nesilden nesle aktarılmıştır. Özellikle 20. yüzyılın ortalarında bölgede etkin olan birçok dengbêj, anlatılarını Diyarbakır Kürtçesiyle söylemiş ve bu sayede ağız daha da zenginleşmiştir.

Modernleşme ve dilin dönüşümü

Kentleşme, medya etkisi ve zorunlu eğitimle birlikte Türkçenin bölge üzerindeki etkisi artmış durumda. Ancak bu durum, Diyarbakır Kürtçesinin tamamen geri plana itildiği anlamına gelmiyor. Son yıllarda özellikle sosyal medya, dijital platformlar ve yerel televizyonlar aracılığıyla gençler arasında da bu ağıza olan ilginin yeniden arttığı gözlemleniyor.

Ayrıca bazı üniversitelerde açılan Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri sayesinde bu ağız da akademik çalışmalara konu olmaya başladı. Özellikle ağız derlemeleri, hikâyeler ve şiirler üzerinden yapılan incelemeler, Diyarbakır Kürtçesinin dilsel zenginliğini ortaya koyuyor.

Dil yaşarsa kültür yaşar

Uzmanlar, Diyarbakır Kürtçesinin korunması ve yaşatılması için iki temel faktöre dikkat çekiyor: aile içi dil kullanım ve eğitimle desteklenmiş kültürel aktarım. Anadilini günlük yaşamda konuşan bireyler, yalnızca bir iletişim biçimini değil, aynı zamanda yüzyıllara dayanan bir hafızayı da yaşatmış oluyor.

Diyarbakır'ın taş sokaklarında yankılanan bu kadim ağız, sadece bir lehçe değil, bölgenin ruhunu taşıyan bir sözlü tarih hazinesi olarak değerlendiriliyor.

Muhabir: Ahmet Bilal Damar