Kış aylarında astım ve alerjik reaksiyonlar, soğuk hava, hava kirliliği ve kapalı alanlarda bulunan alerjenler nedeniyle daha sık görülür.

Soğuk hava, solunum yollarını tahriş ederek astım ataklarını tetikleyebilir. Bu durum, burundan nefes almanın zorlaşması ve bronşların daralması gibi sorunlara yol açar.

Ayrıca, kış aylarında kapalı alanlarda fazla vakit geçirmek, evdeki alerjenlere maruz kalmak, astım ve alerjik reaksiyonların sıklığını artırabilir. Ev tozu akarları, küf sporları ve böcek dışkıları gibi alerjenler, kışın artan nem ve yetersiz havalandırma nedeniyle hızla çoğalabilir.

Soğuk havada, solunum yollarını korumak için gözler, burun ve ağız korunmalı, mümkünse dışarıda nefes almak yerine burundan nefes verilmelidir. Ayrıca, ısınma sistemlerinin kurutucu etkisi de göz önünde bulundurularak, ortamın nem dengesinin korunması gereklidir.

Astım tedavisinde kullanılan ilaçların düzenli olarak doktor önerilerine göre kullanılması, atakları önleyebilir. Ayrıca, C vitamini ve antioksidanlar açısından zengin besinler, astım semptomlarını hafifletebilir.

Dr. Diyetisyen Akın: Abur cubur yiyecekler, çocuğun gelişimi açısından zararlıdır Dr. Diyetisyen Akın: Abur cubur yiyecekler, çocuğun gelişimi açısından zararlıdır

Kışın astım ve alerjik reaksiyonların etkilerini azaltmanın bir başka yolu da aşılarla enfeksiyonlara karşı korunmaktır.

Astım hastaları, egzersiz yaparak ciğer kapasitelerini güçlendirebilir ve sağlıklı bir beslenme düzeniyle yaşam kalitelerini artırabilir. Ancak, aşırı yorucu egzersizlerden kaçınılmalı ve egzersiz programları bir doktor rehberliğinde belirlenmelidir. Astımın tetikleyicilerinden kaçınmak, hastaların daha rahat bir kış geçirmelerini sağlar.