Demokrat Senatör Elizabeth Warren da Netanyahu’yu barış yerine kendi siyasi çıkarlarını gözetmekle suçladı. Warren, “Filistinli çocukları aç bırakmak ve masum sivilleri öldürmek Netanyahu için yetmedi, şimdi de Gazze’yi tamamen kontrol etmek istiyor” dedi.
İşgal rejiminin Gazze’deki sivil katliamı ve insani yıkımı sürerken, ABD içinde artan muhalefet, Netanyahu yönetimine verilen desteğin sorgulanmasına neden oluyor.
İşgal rejiminin Gazze’de yürüttüğü saldırılar, yalnızca askeri operasyonlarla sınırlı kalmayıp sivillere yönelik sistematik bir açlık ve soykırım politikasına dönüştü. Neredeyse 2 yılı bulan kuşatma, insani yardımın engellenmesi ve temel yaşam kaynaklarının bilinçli şekilde yok edilmesi, yüz binlerce Filistinliyi açlıkla karşı karşıya bıraktı. Gıda, su ve ilaç gibi yaşamsal ihtiyaçlara erişim engellenirken, hastaneler ve sivil altyapılar da hedef alınmaya devam ediyor. Bu durum, uluslararası hukuk açısından açık bir savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suç niteliği taşımakta; işgal rejiminin güvenlik söylemi altında meşrulaştırmaya çalıştığı bu politikalar, aslında bir halkı topyekûn cezalandırmaya yönelik kasıtlı bir yok etme stratejisi olduğu aşikar ama dünya ve müslüman liderler söylemden bir adım öteye bile gidemedi.
