Bu semboller arasında en çok merak uyandıranlardan biri, surların üzerinde yer alan kalp figürü. Yerel halk, bu sembolü "Diyarbakır’a duyulan sevgi, bağlılık ve toplumsal dayanışmanın" taşa kazınmış bir ifadesi olarak görüyor.
Kalp figürü, surların özellikle Yedi Kardeş Burcu çevresinde ve Dağkapı yakınlarında karşımıza çıkıyor. Figürün tam olarak ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmiyor.
Tarihçiler, bu işaretin surların ilk inşa edildiği Roma dönemine değil, daha sonraki dönemlerde eklendiğini düşünüyor. Figürün altında yer alan ve "kör" olarak nitelendirilen, hiçbir yere çıkmayan merdivenler ise hem görsel açıdan hem de sembolik anlamda dikkat çekiyor.
Bazı yorumlara göre kalp, evrensel anlamda aşk ve sevginin simgesi. Ancak Diyarbakır halkının gözünde bu sembol, sadece romantik bir anlam taşımıyor; şehrin kimliği, aidiyeti ve geçmişine duyulan derin bağlılığı temsil ediyor. Özellikle Sur içi bölgelerinde yaşayanlar için kalp figürü, "şehrin kalbinin burada attığı" düşüncesini güçlendiriyor.
Bugün bu figür, turistler için fotoğraf çekimlerinin popüler bir durağı haline gelmiş durumda. Ancak yerel halk için taşıdığı anlam çok daha derin. Birçok kişi, surlardaki bu kalbi gördüğünde "Biz buradayız, birbirimize bağlıyız" mesajını hatırlıyor.
Diyarbakır Surları’nın UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alması, bu tür sembollerin korunması ve tanıtılması açısından da önem taşıyor. Şehrin taşlarına kazınmış bu kalp, geçmişten bugüne uzanan bir aidiyet hikâyesinin sessiz tanığı olmaya devam ediyor.