"YENİ TÜRKİYE"

Abone Ol

Terörsüz Türkiye hedefi için TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu aylardır çalışmalarına devam ediyor.

Demokrasi Komisyonu, terörsüz Türkiye ile ilgili çalışmaları kapsamında medyadan öğrendiğimiz kadarıyla birçok kesimden kurumlar ve kişileri dinledi. Komisyonun bu çalışmaları tabii ki çok değerlidir, toplumsal uzlaşı için bunların yapılması gereklidir…

Öte yandan terörsüz ortamın hayata geçirilmesi için özellikle bu savaşta çok ciddi zararlar gören kesimlerin de düşüncelerine büyük önem verilmesi gerekir.

Geçmişten ders çıkarmak, tekrar geçmişe dönüp aynı sıkıntılı durumları yaşamamak için anayasal düzenlemelerin yapılması, özellikle Kürt halkının dilinin, kimliğinin ve kültürünün anayasal güvenceler ile belirlenmesi ve kabul edilmesi gereklidir.

Birçok ülkede farklı diller konuşulduğu farklı kültürler yaşandığı halde insanların barış ve huzur içinde yaşadığını görebiliyoruz. Bunu Türkiye'de de başarıp uygulamanın Türkiye'yi daha güçlü bir ülke yapacağı ortadadır.

Tarihsel sürece baktığımızda birçok devlet ve imparatorluk farklı dillerin ve kültürlerin beraber yaşadığı ortamı sağlamışlardır. Yaşadığımız bu dönemde de bu tür birleştirici güçleri insanların rahatça kendi özgür iradesiyle yaşayacağı ortamları oluşturmak bizleri ayrıştırmaz bilakis birleştirir.

Anayasal düzenlemeler ile insanların doğuştan gelen haklarını elde etmeleri, anayasaya göre insanların hak ve hukuklarının belirlenmesi sorunların çözüme kavuşturulması için önemli bir adım olacaktır.

Türkiye devletinin, bu konuda diğer ülkelerin bu sorunlara gösterdiği çözümden farklı bir yol izlediği görülüyor. Benzer tecrübeler yaşamış ülkelere baktığımızda bu tür sorunlar masada oturulup karşılıklı görüşüldükten sonra yani anlaşma sağlandıktan sonra silah bırakma sürecine girilir. Ama devlet bu noktada neler yapacağını kamuoyuna açıklamış durumda değil, bu yüzden de insanlar neye göre anlaşma yapıldığını, silahların neye göre bırakıldığını bilmiyor.

Bu belirsizliğin insanları tedirginliğe ve şüpheye yol açacak ortamın oluşma potansiyelini taşıdığı açıktır.

40 yıl devam eden çatışmanın, 40 günde bitirilmesi tabii ki beklenmez…

Yarım asra yakın zamandır devam eden ve büyük bedeller ödenen savaşın bitirilmesi için ince elenip sık dokunulması ve Türkiye'de yaşayan tüm kesimlerin özümseyeceği bir şekle kavuşturulması ve herkesin bu işten memnun kalacağı bir ortamın sağlanması önemlidir.

Çünkü yarım asra yakın zamandır devam eden bu çatışma ortamının neticesinde Türkiye'de bulunan tüm insanlar ekonomik, sosyal, siyasi yani maddi manevi zorluklar yaşadılar.

Bu süreçte özellikle çatışmaya taraf olan kesimlerin çatışmasızlık çerçevesinde üslup kullanması, ortamı yumuşatacaktır. Silahsız ve savaşsız bir ortamın getireceği faydaların öne çıkarılması, toplumun bu sürece vereceği katkıyı artıracak, dolayısıyla süreç ivme kazanacaktır.

Kışkırtıcı, tahrik kokan provoke edici söylem ve eylemlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Memleket için tarihi bir fırsat yakalanmıştır, etkili ve yetkili insanların bu gelişmeye aykırı tavırlardan uzak durması çok önemlidir.

Artık eski Türkiye yok, artık eski çatışma yok bunu tüm tarafların iyi özümsemesi lazım.

Memleketimizin insanları terör belası nedeniyle çok büyük bedeller ödedi, bu bedellerin tekrar ödenmemesi, güncel modern ve ileriye dönük kabullerin olacağı bir anayasa ile sağlanabilir.

Bu süreçte, çatışmanın sebeplerini konuşan kesimlere baskı yapılması kabul edilemez. Sebepler çok önemlidir, bizi bu noktaya getiren sebeplerin ortadan kaldırılması, çatışmalı ortama tekrar dönülmemesi noktasında duyarlı davranmak herkesin ortak sorumluluğundadır. Sürecin başarısı için tüm tarafların elini taşın altına koyacağı bir ortamın oluşmasının sağlaması gereklidir.

Yeni Türkiye, demokratik, adil ve eşitlikçi bir anayasa ile kurulabilir. Herkesin kendini güvende hissettiği, kimliğinden korkmadan yaşayabildiği bir ortam oluşturulduğunda, "Yeni Türkiye" işte asıl o zaman inşa edilmiş olur.