SİYASİLERİN VE STK’LARIN DİYARBAKIR İÇİN YAPMASI GEREKENLER

Abone Ol

Diyarbakır’ın tarihi değerinin korunması ve yaşatılması konusunda hem siyasilerin hem de sivil toplum kuruluşlarının üstlenebileceği çok önemli görev ve sorumluluklar bulunmaktadır.

SİYASİLER NELER YAPABİLİR

1-GÜÇLÜ YASAL ÇERÇEVELER OLUŞTURMA:

Kültürel mirasın korunmasına yönelik yasaların etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak.

Tarihi dokuyu koruyacak kaçak ve uyumsuz yapılaşmayı önleyecek imar planlarını düzenli hazırlamak ve denetlemek.

Özellikle Suriçi, Bağlar ve Huzurevleri gibi hassas bölgelerde koruma kullanma dengesini gözeten katılımcı ve şeffaf politikalar geliştirmek.

2-KAYNAK TAHSİSİ VE FİNANSMAN:

Restorasyon bakım onarım ve araştırma projeleri için yeterli bütçe ayırmak.

Ulusal ve uluslararası fonlardan (Avrupa birliği fonları Dünya Bankası gibi) yaralanmak için projeler geliştirmek ve başvurular yapmak.

Özel sektörün ve bireylerin restorasyon projelerine katılımını teşvik edecek vergi indirimleri hibeler gibi mekanizmalar oluşturmak.

3-KURUMSAL KAPASİTEDE FİNANSMAN SAĞLANMASI:

Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediyeler ve ilgili diğer kurumlar arasında etkin bir koordinasyon sağlamak.

Koruma kurullarının bağımsızlığını ve uzmanlığını güçlendirmek.

Alanında yetkin uzmanların (arkeolog, mimar, sanat tarihçisi, restoratör gibi) istihdamını artırmak.

4-ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİ VE TANITIM:

UNESCO ile ilişkileri güçlendirmek Dünya mirası listesindeki alanların korunması için uluslararası standartlara uymak

Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel değerlerini uluslararası platformlarda etkin bir şekilde tanıtmak kültür turizmini geliştirmek.

5- EĞİTİM VE FARKINDALIK OLUŞTURMA:

Okullarda da kamuoyunda kültürel miras bilincini artıracak eğitim programları ve kampanyalar düzenlemek.

Tarihi eserlere sahip çıkmada koruma konusunda toplumsal sorumluluğu teşvik etmek. Bu konuda da eğitim şart.

6-KATILIMCILIK VE ŞEFFAFLIK:

Koruma ve planlama süreçlerinde yerel halkın sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların görüşlerini almak öncelikli yaklaşım benimsemek.

Yapılan çalışmalar hakkında kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirmek.

STK’LAR NELER YAPABİLİR

1-SAVUNUCULUK VE LOBİ FAALİYETLERİ:

Kültürel mirasın korunması için kamuoyu oluşturmak karar alıcılar nezdinde lobi faaliyetleri yürütmek.

Miras alanlarına yönelik tedbirlere karşı seslerini yükseltme kampanyaları düzenlemek.

2-İZLEME VE RAPORLAMA:

Restorasyon çalışmalarını imar planlarını koruma uygulamalarını izlemek veya eksikleri raporlamak.

Bağımsız denetim ve gözlemci rolü üstlenmek.

3-FARKINDALIĞI EĞİTİM İLE ARTIRMA:

Halka yönelik seminerler, atölye çalışmaları, sergiler, yayınlar ve geziler düzenleyerek kültürel miras bilincini artırmak.

Özellikle genç nesillere yönelik eğitici programlar geliştirmek

4-ARAŞTIRMA VE DOKÜMANTASYON:

Diyarbakır’ın somut ve somut olmayan kültürel miras üzerine araştırmalar yapmak bunları belgelemek ve arşivlemek.

Unutulmaya yüz tutmuş zanaatları, hikayeleri ve müzikleri kayıt altına almak.

5-PROJE GELİŞTİRME VE UYGULAMA:

Küçük ölçekli restorasyon projeleri kültürel mirasın korunmasına yönelik pilot uygulamalar veya topluluk temelli koruma projeleri geliştirmek ve uygulamak.

Yerel zanaatkarları ve kültürel üreticileri desteklemek.

6-AĞ OLUŞTURMA VE İŞ BİRLİĞİ:

Diğer sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği yaparak güç birliği oluşturmak.

Deneyim ve bilgi paylaşımını sağlamak.

7-GÖNÜLLÜLÜK ÇALIŞMALARI:

Temizlik kampanyaları ile bakım çalışmaları, tanıtım faaliyetleri gibi konularda gönüllü katılımını organize etmek.

ORTAK SORUMLULUK…

Unutulmamalıdır ki Diyarbakır gibi kadim bir kentin mirasını korumak sadece siyasilerin veya STK’ların değil bütün toplumun ortak sorumluluğudur.

Siyasilerin uygun politikaları ve kaynakları sağlaması, sivil toplum kuruluşlarının bu süreçleri izlemesi, desteklemesi, eleştirmesi ve toplumsal bilinci arttırması bu paha biçilmez mirasın gelecek nesillere aktarılmasında hayati önem taşır.

Her iki kesimin de yapıcı bir diyalog ve iş birliği içinde çalışması en ideal sonuçları doğuracaktır.

Diyarbakır bu çalışmayı hak ediyor. Diyarbakır’ın gelişimi ve korunması noktasında fedakarlık yaparak gelecek nesillere aktarmak gerekir.

Not: Bir sonraki yazımız ‘Ah ! Diyarbakır’ olacak. Kalın sağlıcakla.