Analiz

Prof. Dr. Tarhan "Dijital detoks" uygulamalarının önemine değindi

Üsküdar Üniversitesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda düzenlenen “2. Yeni Medya ve Aile Çalıştayı”, yeni medya teknolojilerinin aile yapısı üzerindeki etkilerini bilimsel bir bakış açısıyla ele aldı.

Abone Ol

Çalıştay, Üsküdar Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, AI Labs ve İLİMER iş birliğiyle gerçekleştirildi.

Açılış konuşmalarında aile kurumunun günümüzde karşı karşıya kaldığı dönüşüm ele alınırken, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

“Aile kurumunda küresel bir zayıflama var”

Prof. Dr. Tarhan, kültür aktarımının artık büyük ölçüde yeni medya üzerinden gerçekleştiğini belirterek dijital dönüşümün aileyi ikinci plana ittiğini söyledi. Ailelerin sofraya telefonlar için bir tabak koyacak noktaya geldiğine dikkat çeken Tarhan, haftalık “dijital detoks” uygulamalarının önemine değindi.

Konuşmasında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne atıf yapan Tarhan, “Nasıl kişiler engelli olabiliyorsa, kurumlar da engelli olabiliyor. Şu anda Türkiye’deki aile kurumu engelli.” ifadelerini kullandı.

“Yeni bir medeniyet inşasına doğru gidiyoruz”

Dijital çağın iletişim biçimini köklü şekilde değiştirdiğini belirten Tarhan, yüz yüze iletişimin yerini giderek ekran temelli iletişime bıraktığını söyledi. Bu dönüşümün aile bağlarını ve toplumsal yapıdaki dayanıklılığı zayıflattığını vurguladı.

Tek ebeveynli ailelerin ve evlilik dışı doğumların dünya genelinde artış gösterdiğini belirten Tarhan, Türkiye’nin de bu trendden etkilendiğini kaydetti. Kuzey Avrupa ülkelerindeki oranların yüzde 50’nin üzerinde olduğuna dikkat çeken Tarhan, aile yapısındaki küresel değişimin çocuk ve ergen ruh sağlığını olumsuz etkilediğini ifade etti.

“2000-2025 arasında intihar vakaları yüzde 734 arttı”

Prof. Dr. Tarhan, küresel ölçekte intihar vakalarındaki ciddi artışa değinerek bu durumun Birleşmiş Milletler tarafından özel projelerle ele alındığını söyledi. Dijital çağın hız baskısının sabır, dikkat ve ilişki niteliğini düşürdüğünü, özellikle gençlerde derin ilişkilerin yerini yüzeysel etkileşimlerin aldığını belirtti.

Dijital kıyas kültürünün gençlerin öz saygısını dış onaya bağladığını vurgulayan Tarhan, bunun depresyon riskini artırdığına dikkat çekti.

Mahremiyet, sadakat ve ekran maruziyeti uyarısı

Tarhan, dijital sadakatsizliğin aile içi ilişkileri tehdit eden yeni bir kırılganlık oluşturduğunu ifade etti. Çocukların sınırsız ekran erişiminin büyük risk taşıdığını, uluslararası sınırlamalara benzer uygulamaların Türkiye’de de gündeme getirildiğini belirtti.

Dijital çağın beyin gelişimi üzerindeki etkilerine dikkat çeken Tarhan, sosyal temasın azalmasının duygusal becerileri zayıflattığını ve “öğrenilmiş otizm” olarak tanımlanan bir tablonun ortaya çıktığını söyledi.

“Yapay zekâyı yasaklamayı yasaklayalım”

Yapay zekâ devrimini kaçırmamak gerektiğini ifade eden Tarhan, teknolojinin doğru kullanıldığında toplumsal gelişime büyük katkı sağladığını söyledi.

“Ailede dijital detoks şart”

Tarhan, telefonların yemek masasına alınmamasını, yaşa göre ekran kurallarının uygulanmasını ve aile içinde haftalık dijital detoks zamanları belirlenmesini önerdi. “Aile günü” uygulamalarının çocukların dijital ortamdan kısa süreli uzaklaştırılmasına yardımcı olacağını dile getirdi.

Teknolojinin doğru kullanıldığında bireyi ve toplumu güçlendiren bir araç olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, karamsarlığa gerek olmadığını söyledi.