Kılıçaslan, uygulamada bazı tartışmalı yönler bulunsa da mevcut haliyle vatandaşların TOKİ’ye başvurmalarında dinen bir sakınca bulunmadığını ifade etti.
TOKİ’nin kâr amacı gütmeyen bir kamu kurumu olarak düşük gelirli vatandaşların barınma ihtiyacını karşılamayı hedeflediğini belirten Kılıçaslan, proje kapsamında ödemelere enflasyon farkı eklenmesinin bazı fıkhî tartışmalara yol açtığını söyledi. Bu durumun, satış bedelinin baştan tam olarak belirlenmemesi nedeniyle belirsizlik (ğarar) içerdiğini dile getiren Kılıçaslan, klasik fıkıh anlayışına göre bu tür akitlerin geçersiz sayılabileceğini hatırlattı.
Ancak TOKİ uygulamasının tamamen belirsizlik içermediğini vurgulayan Kılıçaslan, “TOKİ, 240 aya varan uzun vadeli ödeme imkânı sunarak hem alıcı hem kurum açısından süreci dengeli hale getirmeye çalışmaktadır. Altı ayda bir yapılan artışlarla enflasyon farkı belirli taahhütler altına alınmakta, böylece ihtilaf riski azaltılmaktadır.” dedi.
Arada faiz temelli bir kurumun yer almaması ve projenin sosyal bir amaç taşıması nedeniyle TOKİ’ye başvurmanın caiz olduğunu belirten Kılıçaslan, “Bu uygulamanın haram olduğu konusunda görüş birliği bulunmuyor. Dolayısıyla mevcut haliyle vatandaşların TOKİ’ye başvurmalarında bir sakınca yoktur.” ifadelerini kullandı.
Fıkhî tartışmaların tamamen ortadan kaldırılması için TOKİ mevzuatında düzenlemeler yapılmasının önemine dikkat çeken Kılıçaslan, “Devlet, konutları doğrudan satmak yerine taksit süresi boyunca kiralayabilir, sürenin sonunda düşük bir bedelle devredebilir. Böyle bir yöntem tartışmaları büyük ölçüde ortadan kaldırır.” önerisinde bulundu.
Kılıçaslan, İslam fıkhının amacının insanlara zorluk çıkarmak değil, onların hem dünyevî hem uhrevî huzurunu temin etmek olduğunu belirterek, “Bu konuda âlimlerin yapıcı çözümler geliştirmesi büyük önem taşımaktadır.” dedi.