KADİM ŞEHİR DİYARBAKIR

Abone Ol

Diyarbakır, tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, kökleri binlerce yıl öncesine dayanan, dünyanın en eski ve sürekli yerleşimi olan bir şehirdir ve muazzam bir tarihe sahiptir.

1-KADİM BİR YERLEŞİM YERİ:

Diyarbakır'ın tarihi M.Ö. 7500'lere kadar uzanır. Amida Höyük'teki (İçkale) kazılar, şehrin neolitik -taş devrinin sonu- dönemden beri kesintisiz bir yerleşim gördüğünü ortaya koymaktadır. Bu onu dünyanın en eski şehirlerinden biri yapar.

2-STRATEJİK KONUM:

Dicle Nehri kıyısında yukarı Mezopotamya'nın verimli toprakları üzerinde kurulmuş olması tarihi boyunca stratejik bir önem taşımasını sağlamıştır. Hem askeri hem de ticari yolların kesişim noktasında yer almıştır.

3-MEDENİYETLER BEŞİĞİ:

Hurriler, Mitanniler, Asurlular, Urartular, Medler, Persler, Roma ve Bizans imparatorlukları ile tarihte yerini almıştır.

Daha sonra İslam medeniyetiyle şereflenmiş, İslam dünyasının önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. Pek çok İslam devleti ve beyliğine başkentlik yapmış ya da önemli bir eyalet merkezi görevinde bulunmuştur. Bilim sanat ve mimari de altın çağını yaşamıştır.

4-SURLAR VE HEVSEL BAHÇELERİ:

Diyarbakır surları, dünyanın en uzun (Yaklaşık 5,8 km) en iyi korunmuş savunma duvarlarından biridir.

Roma döneminde inşa edilmeye başlanmış Bizans ve özellikle Artuklular döneminde bugünkü şeklini aldığı biliniyor, üzerindeki kitabeler, burçlar ve kabartmalarla adeta bir tarih kitabesi gibidir.

Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri kıyısında, surların hemen dışında yer alan bu verimli bahçeler 8000 yıldır şehrin gıda ihtiyacını karşılamış ve kültürel peyzajın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Surlarla birlikte 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınmıştır.

5-MİMARİ ZENGİNLİK:

Muhteşem Ulu Camisi, sinagog ve kiliseleri, farklı dini inançları ve cemaatleri içinde barındırmış ve ev sahipliği yapmıştır. Hanlar, Hamamlar ve köprüler şehrimizin ticari ve sosyal hayatının canlılığını günümüze kadar taşımıştır.

6-KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK VE ETKİLEŞİM:

Farklı etnik ve dini grupların Kürtler, Zazalar, Araplar, Türkler, Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler ve Yahudiler gibi yüz yıllarca bir arada yaşadığı bir merkez olmuş. Bunun yansıması olarak zengin kültürel mirasın oluşması sağlanmış bu etkileşim sayesinde… Dinsel saygının oluşmasını sağladığı gibi kültürel dil, müzik, gelenek ve hatta mutfak kültürüne de yansımıştır.

Bu başlıkları tabii ki hepimiz ayrı ayrı detaylandırabiliriz, konumuz fazla uzamasın diye başlıklar halinde kısa kısa zikrettim.

Sözün özü, Diyarbakır sadece Türkiye'nin değil dünya tarihinin de en önemli merkezlerinden biridir. Taşın dile geldiği her köşesi ayrı bir hikâye anlatan, yaşayan canlı bir müze gibidir. Bu derin tarihi miras şehrin bugünkü kimliğini ve kültürel dokusunu da hâlâ yansıtmaktadır.

Not:

Bir sonraki yazımız 'Siyasilerin ve STK'ların Diyarbakır için yapması gerekenler' üzerine olacaktır. Kalın sağlıcakla.