HASAN PAŞA HANI

Abone Ol

Diyarbakır’ın her tarafında tarih fışkırıyor. Camiler, hanlar, köprüler, surlar ve daha birçok yapı geçmişe yolculuk yapmamıza olanak sağlıyor.

Bu tarihi yapılardan biri de Hasan Paşa Hanı.

Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır'da Ulu Camii'nin doğu girişinin karşısında, dimdik ayakta duruyor.

Gazi Caddesi'nin üzerinde yer alan tarihî hanın iki kitabesinin olduğunu görüyoruz.

Hanın iki kitabesinden hanın inşa tarihi hakkında bilgi veriyor.

Kitabeden geçen bilgilere göre; Hasan Paşa Hanı Diyarbakır'ın fethinden yıllar sonra inşa edilmiş.

Han, Osmanlı döneminde üçüncü vali olan Sokollu Mehmet Paşa'nın oğlu Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılmış.

Tarihi han günümüzde iş yerleri, kahvaltı salonları, kafe olarak birçok fonksiyonu icra ediyor. Hasan Paşa Hanı geçmişte de büyük bir öneme sahip olduğunu görüyoruz.

İnşa döneminden sonra tarihi han, Diyarbakır'ı ziyaret edenlere yönelik her türlü hizmeti sunmuş. Seyyahların tabiriyle muazzam bir yapı.

O dönemde günümüz beş yıldızlı otel görevini icra etmiş.

Hasan Paşa Han’ın kârgir bir yapı olduğunu görüyoruz.

Kârgir yapı tabiri günümüzde yabancı bir kelime olabilir.

İlk önce kârgir yapının anlamını açıklamak icap ediyor. Kârgir yapı tabanı, tavanı ve tüm duvarları beton, taş, tuğla gibi yanıcı olmayan maddelerden inşa edilmiş anlamına geliyor.

Han, Diyarbakır’ın meşhur bazalt taşlarından örülmüş. Bundan dolayı hana kârgir yapı tabiri kullanılmış.

Han, seyyahların vermiş olduğu bilgiler ışığında ve tarihi vesikalarda merkezi bir konumda olduğunu görüyoruz.

Han, şehre gelen seyyahların da kayıtlarında yer almış. Evliya Çelebi, seyahatnamesinde hanın büyüklüğünü, sağlamlığını ve sunduğu imkanları öve öve bitirememiştir.

Diyarbakır'ı 1612 yılında ziyaret eden seyyah Polonyalı Leh Simeon, şehre geldiği zaman indiği Hasan Paşa Hanı'nı şöyle tasvir ediyor:

“...Muazzam kârgir bir bina olan bu hanın 500 beygiri barındırabilecek yer altında iki ahırı, renga­renk demir parmaklıklarla çevrilmiş çok güzel havuzu, üç kat üzerine birçok kârgir odaları vardı…”

Dicle havzası, Mezopotamya, Suriye, İran, Akdeniz ile Anadolu’nun kesiştiği noktada bulunan Hasan Paşa Han’ı, tarih boyunca önemli bir ticaret merkezi görevini de icra etmiş.

Dönemin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayan han, mimarisinin şekillenmesinde etkili olmuştur. Kervanların konaklandığı, tüccarların faaliyetlerini yürüttüğü han, şehrin karakterini belirleyen unsur olmuştur.

Ticari buluşmaya ev sahipliği yapmış han, kendi döneminde olduğu gibi günümüzde de büyük faaliyetlere ev sahipliği yapıyor.

Hasan Paşa Han’ı turistik rotaların en rağbet ettiği mekanlardan biri.

Diyarbakır Vakıflar Müdürlüğü tarafından 2006’da başlatılan restorasyon sonrası han bugün kahvaltıcılarıyla, hediyelik dükkanlarıyla sosyal hayatın merkezi konumunda.