Kadim memleketim Diyarbakır, adeta sorunlar yumağının içinde boğuşuyor. Yerel ve merkezi yönetimler üzerine düşen hizmeti sunmuyor.
Diyarbakır’da yaşanan sorunlar bir değil, iki değil, üç değil… hangisini saysam bilemedim ki.
Şairin deyimiyle; “Dert bir değil, elvan elvan” misaline dönüşmüş yaşanan sorunlar.
Diyarbakır’da şehir içi trafiğin çilesi bir yana, şehir içi yolların bozukluğu diğer yanda, öte yandan köylerin yollarının olmaması… bir cenaze misali ortada duruyor.
Gel gelelim biz asıl konumuza…
Diyarbakır’da 15 köyü felç eden yol çilesini basından okuyunca şaşırdım kaldım.
Diyarbakır’ın Çüngüş İlçesi’ne bağlı Yukarışeyhler Mahallesinin yolları iki yıldır onarılmamış. Yazık çok yazık. Bu köylülerin acil bir hastası olsa ne olacak? bunun sorumluluğunu üzerine alan olacak mı? Hiç sanmıyorum. Öyle bir durum olsa bin bir dereden bahaneler ve mazeretleri üreterek meselenin üzerine kapatacaklar.
Yolların olmaması demek hayatın felç olması demektir. Bu insanların hayatını felç etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu yolların onarılması ve hizmete sunulması Belediyenin asli görevi… ancak gelin görün belediye asli görevlerini bir kenara bırakmış, cırcır böceği misali sadece saz çalmakla meşgul.
Halk hizmet bekler, bunlar LGBT’cilik için her türlü çirkefliği yaparlar. Müzik, konser, etkinlik, eğlence ile uğraşa dursunlar. 15 köy yolsuz kalmış. Böyle bir sorumsuzluğun bu kadarına pes doğrusu demekten başka diyecek bir şey bulamıyorum.
Tam iki yıldır köylülerin yolları yapılmayınca köyün güzergahından geçen 15 köyün insanı da çile çekiyor.
Yolları yapılmayan Yukarışehler Mahallesinde ulaşım imkansız halde… mahallenin yolları TOKİ evleri ve baraj projeleri nedeniyle ağır tonajlı araçların kullanımı sonrası tamamen bozulmuş.
Yolların onarılmaması dört mevsim, 365 günü bir başka çile. Kışın çamuru, yazın tozu dumanı, köylüleri çileden çıkarıyor.
Yağmur yağdığında çamur deryasına dönüyor yollar. Araçlar, yağışlı havalarda yollarda kalıyor.
Yukarışehler sakinlerinin yolları, yaz aylarında toz bulutuna dönüşüyor. Buda halk sağlığını tehlikeye atıyor. Havada uçuşan tozlar birçok kronik hastalığa davetiye çıkarıyor.
Bu sorun sadece Köy halkını değil, çevredeki bitki, hayvan ve canlı popülasyonu da yok ediyor.
Bu yaşanan sorun sadece Yukarışeyhler’i değil, bu yola bağlı 15 köyün de hayatını olumsuz etkiliyor. Köylülerin Çermik, Çüngüş, Ergani ilçelerine ulaşımını engelliyor.
Yukarışehler sakinleri, “yetkililere başvurduk, kimse kontrol etmeye gelmedi” sözleri yaşanan vurdumduymazlığı özetliyor.
Mahalleli ve civar köyler, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları’na yüzlerce dilekçe ile başvurmuş. Ama değişen bir şey olmamış.
Mahalleliye ve diğer komşu köylülere hizmet götürülmediği için, günlük insani yaşam durma noktasına geliyor. Sorunların çözümüne yönelik DEM’li Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin bir icraati yok. Sadece kuru propagandalarla gününü geçiştirmeye çalışıyor. Kuru propagandalar bir yere kadar. Halk hizmet bekler. Yapılacak hizmetler bir nimet, bir ikram değil, bir zorunluluk ve sorumluluktur. Ama gelin görün bu zorunluluğu ve sorumluluğu yerine getirmemede ısrarcı olan bir belediye var.
Merkezi yönetimler ise belediyenin koşmadığı hizmetlere benim görev alanım değil deyip, bir kenara itiyor. Olan halka oluyor. Olan Diyarbakırlılara oluyor.
Halk yapılmayan hizmetlerin bir gün sandıkta hesabını mutlaka soracaktır.