ELEŞTİRİ BİR KÜLTÜRDÜR

Abone Ol

(Eleştiriyi Eleştirmek)

Eleştiri, bireysel ve toplumsal gelişimin temel dinamiklerinden biri olmasına; eleştiriyi yapıcı ve yıkıcı eleştiri diye ayırmamıza rağmen, genellikle olumsuz algılanabilen, yıkıcı bir kavram olarak anlaşılıyor.
Ancak doğru anlaşıldığında ve uygulandığında, hatalardan ders çıkarma, yenilikçiliği teşvik etme ve daha iyiye ulaşma yolculuğunda paha biçilmez bir araç haline gelir. Yani geçmişin, geleceğin ve hayatın belirleyici olmasında eleştiri devreye giriyor.

Eleştiri neden yapılır, eleştiride amaç ne olmalıdır? Temelde eleştiri, iyileştirme ve geliştirme amacıyla yapılır. Hataları tespit edip düzeltmek, farklı bakış açıları sunarak zenginleştirmek, kaliteyi artırmak, öğrenme ve gelişimi desteklemek, sorumluluk ve şeffaflığı teşvik etmek, yenilikçiliği tetiklemek ve potansiyel riskleri önlemek eleştirinin yapıcı amaçları arasındadır. Ancak niyet her zaman bu kadar saf olmayabilir. Yıkıcı eleştiriler kişisel saldırı veya karalama amacı taşıyabilir. Bu noktada eleştiri kültürü ve eleştirirken dikkat edilmesi gereken durumlar vardır.

Amaç daima yapıcı olmalı; karşıdakini incitmek değil, durumu iyileştirmek hedeflenmelidir. Kişiler yerine konuya, davranışa veya yapılana odaklanılmalıdır. Saygılı, nazik ve suçlayıcı olmayan bir dil kullanılmalıdır. Genel ifadeler yerine, spesifik örneklerle desteklenmiş geri bildirimler verilmelidir.

Eleştiri için uygun zaman ve mümkünse özel bir ortam seçilmeli, eleştiri etkili ve yetkili kişilere iletilmelidir. Mümkünse sorunla birlikte çözüm önerileri de sunulmalıdır. Eleştirirken kişi, kendisini eleştirdiği kişinin yerine koyarak empati ile yaklaşmalıdır. Eleştirirken olumlu yönler de dile getirilmeli ki kabul edilebilirliği artırılsın.

Eleştiri ve öğrenme kültürü aslında birbirini besleyen bir döngüdür. Yapıcı eleştiri, bir öğrenme kültürünün besleyicisidir. Eleştiri sayesinde bireyler, topluluklar ve kurumlar eksikliklerini fark eder; gelişim odaklı bir bakış açısı kazanır, değerli geri bildirimler alır, sorgulama ve araştırma yapmaya teşvik edilir, hatalardan ders çıkarılır ve farklı perspektiflerle tanışarak yenilikçi çözümler üretilebilir.

Eleştirinin rahatça yapılabildiği ve açık fikirle karşılandığı bir ortam, güveni ve açık iletişimi pekiştirerek sürekli öğrenmeyi destekler. Ancak yıkıcı eleştiriler veya eleştiriye karşı tolerans göstermeme, bu öğrenme ortamını baltalar.

Tarih boyunca dünya liderleri, eleştirinin kaçınılmazlığını ve önemini vurgulamışlardır. Kimi, “vücudumuzdaki hastalığın habercisi olan ağrıya”, kimi de “liderliği güçlendirdiğini” ifade etmiştir.

İslam kültüründe eleştiri, özellikle nasihat, samimi öğüt, samimi ve yapıcı eleştiri ön plana çıkar.
Hazreti Muhammed (A.S.)’in "Din nasihattir" sözü bu kavramın merkeziliğini vurgular.

İslam âlimleri, nasihatin adabına büyük önem vermişlerdir. Gizlilik içinde, nazik bir üslupla, iyi niyetle ve bilgiye dayanarak yapılması gerektiğini söylemişlerdir. Hazreti Ömer ise, "Ayıplarımı bana hediye eden kimseden Allah razı olsun" sözüyle eleştiriyi kabul etmenin erdemliliğini ve liderlerin eleştiriye açık olması gerektiğine güzel bir örnektir. Zalim bir yönetici karşısında hakkı söylemek ise cihadın en faziletlilerinden sayılmıştır.

Sözün Özü…

Değerli bir hocamın deyişiyle: “Bizleri tanıyanların bizi eleştirmesi kadar doğal bir şey yoktur. Bizleri tanımayanlar nasıl eleştirsin ki?”

Eleştiri, doğru niyetle yapıldığında ve açık bir zihinle karşılandığında bireylerin, camiaların, kurumların ve toplumların gelişiminde hayati bir rol oynar. Yapıcı eleştiri bir saldırı değil, gelişime sunulmuş bir armağandır. Sağlıklı bir eleştiri kültürünü benimsemek hem eleştiri yapma becerisini hem de eleştiriyi bir öğrenme fırsatı olarak değerlendirme yetisini geliştirmeyi gerektirir. Bu, sürekli iyileşme ve ilerlemenin temel anahtarlarından biridir.

"İyiyi övmenin bir yolu da kötüyü eleştirmektir." İbn Haldun

Eleştiri yol bulmak içindir, yoldan çıkarmak için değil. Eleştiri öğrenmek için yapılır. Eleştirel düşünce bir kültürdür, eleştirel düşünce cesarettir, eleştirel düşünce ve yaklaşım bir özgüven kültürüdür.