Van, Bitlis, Muş ve Ağrı yaylalarında yaklaşık altı ay boyunca kalan göçer aileler, sürülerini otlaklara ulaştırmak için yüzlerce kilometrelik zorlu yolu her yıl yeniden kat ediyor. Göçerler, yaşamlarını hayvancılıkla sürdürürken, bu geleneği nesilden nesile aktarıyor.
“Yaylada verimli bir sezon geçirdik”
Göçerlerden Kenan Behran, bu yıl yaylalarda bol yağış aldıklarını ve ot veriminin yüksek olduğunu belirterek, hayvanlarının iyi beslendiğini söyledi. Behran, dönüş yolunun ise kolay olmadığını belirterek, “Yaklaşık iki ay süren bu yolculukta hem soğukla hem de yaban hayvanlarıyla mücadele ediyoruz. Zaman zaman ana yolları kullanmak zorunda kalıyoruz, bu da hem bizim hem sürülerimizin güvenliği açısından dikkat gerektiriyor.” dedi.
Soğuk, engebeli arazi ve uzun mesafelerle mücadele
Göçerler, yolculuk boyunca soğuk hava, engebeli arazi ve uzun mesafelerle mücadele ediyor. Gündüzleri sürüleri otlatan aileler, geceleri çadır kurarak dinleniyor. Kadınlar ve çocuklar eşyaların taşınmasına yardımcı olurken, erkekler sürülerin başında yolculuğa öncülük ediyor.
Yollarda yaban hayvanlarına karşı dikkatli olan göçerler, bazı aileler küçük çocuklarıyla birlikte zorlu yolculuğu sürdürerek geleneklerini yaşatıyor.
Kadim bir yaşam biçimi devam ediyor
Yüzyıllardır süregelen göçerlik geleneği, modernleşmeye rağmen Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da varlığını sürdürüyor. Göçerler, zorlu doğa koşullarına rağmen hem hayvancılığı hem de atalarından kalan yaşam tarzını yaşatmaya kararlı.
Siirt ve çevresine ulaşan göçerler, kış aylarını burada geçirdikten sonra, ilkbaharda yeniden yaylalara dönüş hazırlıklarına başlayacak.