Okur severler son dönemde artan kitap fiyatlarından şikâyetçi. Geçtiğimiz günlerde mikrofon uzattığımız okur severler, haftada bir ya da iki kitap almak istediklerini ancak fiyatların çok yüksek olduğunu belirtti.
Bazıları ders kitaplarını fotokopi veya PDF olarak okumaya yöneldiklerini, bazıları ise indirimleri kovalayarak bütçelerini dengelemeye çalıştıklarını ifade ettiler. Geçmiş yıllara göre kitapların pahalandığını söyleyen okur severler, ekonomik şartların okuma alışkanlıklarını doğrudan etkilediğini vurguladı.
Kitapçı esnafı bir kitabın yazımı, yayınevindeki kontrol süreçleri ve baskı maliyetleri düşünüldüğünde fiyatların makul olduğunu belirtiyor.
Kitabın insana kattığı değerin, ödenen ücretin çok üzerinde olduğunu söyleyen esnaf, kitapların daha ulaşılabilir olması için yayınevlerinin bazı adımlar atmasını öneriyor.
1982 yılından beridir kitap ve kırtasiyecilik işiyle meşgul olduğunu söyleyen Sinan Güldoğan, kitap fiyatlarına dair Amed Haber'e konuştu.
Sinan Güldoğan
Kitapçılık yapmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Güldoğan, kitapçılığın birçok mesleğe göre daha farklı ve güzel olduğunu belirterek, "İnsan kendisini geliştirip, ufkunun ve yorumlamasının daha geniş olmasını istiyorsa mutlaka kitap okumalı. O yüzden yaptığım işi de çok seviyorum." dedi.
"Bir kitap bir insanın hayatını değiştirebiliyor"
Kitapların fiyatına değinen Güldoğan, "Kitaplar bana göre pahalı değil. Okuyucunun gelir düzeyine göre bu değişiklik gösterebilir ama ekonomik şartları göz önünde bulundurursak artık piyasada ucuz bir şey kalmamış. Bir kitabın yazılması yazarın bazen bir iki yılını bazen de bir ömrünü alabiliyor. Telif hakları, kitap evlerinin çalışan sayısı gibi etkenlerden dolayı fiyat farklılıkları da oluşabiliyor. O yüzden bana göre kitaplar çok pahalı değil. Çünkü örneğin hepimiz dışarıda belki bir yemeğe gidiyoruz ve bir kişilik yemeğe ödediğiniz ücret 400-500 olabiliyor. O yemeği yiyoruz ve bitiyor. Fakat bir kitap bir insanın belki de hayatını değiştirebiliyor. Bir kitaba 150-200 lira verilmişse bence bu çok değildir." ifadelerini kullandı.
"Bir kitap okuyucunun eline ulaşana kadar birçok serüvenden geçiyor"
Bir kitabın yazımından basımına, ardından raflara kadar olan serüveni de anlatan Güldoğan, "Bir kitap okuyucunun eline ulaşana kadar birçok serüvenden geçiyor. Örneğin yazar yıllarca uğraşıyor kitap yazmak için. Ardından yazdıklarını yayınevine veriyor. Yayınevinde de 3-4 kademeden geçiyor. O kitaplar o birkaç sefer okunuyor, yazım yanlışları ve diğer hataları düzeltiliyor. Bunların hepsi maliyet... Yani bir kitabın elimize ulaşana kadar birçok serüvenden geçtiği için bu da fiyata etki edebiliyor. Bir de baskı sayısına göre kitapların fiyatı değişkenlik gösterebiliyor. Yayınevi bir popüler kitabı 100 bin adet basıyor ve bu kitap 100 lira fiyatla satılıyor. Bin adet basılan başka bir kitap ise 150 lira olabiliyor. Evet, 'kitap pahalı' denilebilir. Fakat bana göre pahalı değil. Çünkü az önce sıraladığım gibi ciddi kademelerden, aşamalardan geçiyor." dedi.
Yayınevlerine çağrı..
Yayınevlerinde kitapların ucuz olması açısından önerilerini de paylaşan Güldoğan, "Kitaplar bana göre pahalı değil ama daha da uygun olabilmesi için kitap evlerine diyoruz ki, bize verdiğiniz karları düşürün. Örneğin %40 ile bana kitap satış yapıyorsanız ben de müşterim bu kitabı alabilsin diye %20'lerde iskontolar uyguluyorum. Fakat bu %40 iskonto yerine %20 yapılırsa kitap 100 liraysa 75 liraya çekilmiş olur. Böylece hem psikolojik olarak kitaplar pahalı olmamış olur. İnsanlarda kitaplara daha rahat ve uygun ulaşmış olur." diye konuştu.