Diyarbakır

Diyarbakır'da "Türkiye Sohbetleri" toplantısı düzenlendi

Diyarbakır'da, "Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye Yüzyılı" vizyonu kapsamında "Türkiye Sohbetleri" toplantısı gerçekleştirildi.

Abone Ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, bir otelde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin vizyonunu konuşmayı Diyarbakır'dan başlatmanın önemli olduğunu düşündüğünü belirtti.

Diyarbakır'ın Türkiye Yüzyılı'na, Türkiye vizyonuna katacağı çok büyük katkılar olacağını ifade eden Yayman, kentin tarih, turizm, ticaret ve tarımdaki önemine değindi.

"'Terörsüz Türkiye' hedefi gerçekleştiğinde yeni bir iklim oluşacak"

Yayman, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diyarbakır'ımız Türkiye'nin açık hava müzesidir. Burası sadece Türkiye'ye değil dünyaya birlikte yaşama pratiğini sunması bakımından çok çok önemli. İnşallah önümüzdeki dönemde Orta Doğu'da bir düzen sağlandığında Diyarbakır'ın ne kadar büyük bir potansiyele, bütün bölgeyi besleyecek tarıma, ticarete sahip olduğunu hep beraber göreceğiz. Hem bölgedeki düzenin sağlanması hem de 'terörsüz Türkiye' hedefiyle bölgede başta turizmde, ticarette, ekonomide ve normal yaşamda devrim sayılabilecek gelişmelerin olacağını hep beraber göreceğiz. 'Terörsüz Türkiye' hedefi gerçekleştiğinde sadece Diyarbakır ve bölge için değil Türkiye'miz için ve tüm Orta Doğu için yeni bir iklimin, atmosferin oluşacağını söylemek isterim."

Yayman, bölgenin geçmişte sıkıntılı bir süreç yaşadığını anımsatarak, bu yeni sürece el birliğiyle sahip çıkılması çağrısında bulundu.

"Türkiye'yi bu prangalarından kurtaralım. İnşallah daha aydınlık bir geleceğe doğru yol alalım" diyen Yayman, her zaman kardeşliğin, birliğin, beraberliğin hakim olmasını istediklerini belirtti.

Yayman, "Cumhurbaşkanı'mızın dile getirdiği müzakereci demokrasi içerisinde bir konuşma iklimi oluşursa çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmadığını yaşayarak gördük." ifadesini kullandı.

"Türkiye'nin artık kaybedecek zamanı yoktur"

21. yüzyılın Türkiye'nin yüzyılı olacağını, bunun bir slogan olmadığını dile getiren Yayman, şunları kaydetti:

"Bunlara inanırsak Türkiye'nin önünün ne kadar açık olduğunu hep beraber göreceğiz. Türkiye'de çok büyük yasaklar, inkar, asimilasyon ret politikaları vardı. Bunların hepsi geride kaldı. Artık ileriye bakmamız lazım. Yeni bir Türkiye'yi inşa etmemizin mümkün olduğunu ifade etmek isterim."

Savunma sanayi, ekonomi, demir çelik üretimi, barajlar ve nüfus bakımından Türkiye'nin sahip olduğu potansiyele dikkati çeken Yayman, Türkiye'nin huzuru, barışı, geleceği için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini vurguladı.

Yayman, Diyarbakır'ın her zaman üzerine düşeni yaptığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin çok yakın zamanda dünyanın en büyük küresel güçlerinden biri olması yakındır, mümkündür. Karamsarlık, her türlü güzel düşüncenin önündeki engeldir. Bu yeni bir süreçtir, diğer süreçlerden farklıdır. En büyük farkı da bu sürecin ilk defa Türk milliyetçiliği kimliğiyle bilinen benim de hocam olan Sayın Devlet Bahçeli tarafından başlatılmış olmasıdır. Türkiye'nin artık kaybedecek zamanı yoktur."

 "Küresel güç savaşları ekonomi üzerinden yapılmaya başlandı"

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu Üyesi Ahmet Selim Köroğlu da hem bölgenin hem dünyanın çok önemli kırılma süreçlerinden geçtiğini belirtti.

Dünyadaki küresel sistemin çökmeye başladığını dile getiren Köroğlu, "Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Birliği ve onun gibi uluslararası örgütler anlamını yitirmeye başladı. Küresel güç savaşları özellikle ekonomi üzerinden çok açık bir şekilde yapılmaya başlandı. Bölgemizi etkileyen Ukrayna Savaşı, Gazze'deki soykırım, Suriye'deki gelişmeler özellikle bu bölgenin en kritik noktasında olan Türkiye Cumhuriyeti'ni bu konularla ilgili her zamankinden daha fazla ilgilendiren bir konuma itmiş oldu." dedi.

Köroğlu, yeni dönem arifesinde tüm dünyadaki devletlerin toplumu, aileyi ve kamuyu güçlendirmek için politikalar geliştirmeye veya bu politikaların ne olacağını düşünmeye ve planlamaya başladığını ifade ederek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de bu gelişmelerin hepsini analiz ederek tüm devlet kapasitesiyle gerekli hazırlıkları yapmaya başladığını belirtti.