Diyarbakır mutfağının köklü geçmişini yansıtan ve yöreye özgü tescilli lezzetler arasında yer alan Hıllorik Aşı, hem sofralarda hem de kültürel hafızada yaşamaya devam ediyor.
Yüzyıllardır aktarılan bu geleneksel yemek, yalnızca bir besin değil; paylaşmanın, emeğin ve ustalığın simgesi olarak kabul ediliyor.
Su, bulgur, yoğurt, tereyağı, yumurta, tuz, sarımsak ve çeşitli baharatlarla hazırlanan Hıllorik Aşı’nın en dikkat çekici yönü, yapım aşamasındaki zahmetli süreç. Bulgurdan elde edilen karışım, ustalıkla yoğrulduktan sonra elde bilye büyüklüğünde yuvarlanarak "hıllorik" adı verilen küçük toplar haline getiriliyor. Bu aşama, yemeğin lezzeti kadar görsel bütünlüğü açısından da büyük önem taşıyor.
Geleneksel olarak eritilmiş tereyağı, pul biber ve kuru nane ile hazırlanan sosla ya da sarımsaklı yoğurt eşliğinde servis edilen Hıllorik Aşı, günlük öğünlerin yanı sıra düğünlerde, bayramlarda, misafir ağırlamalarında ve yerel festivallerde sofraların baş tacı oluyor. Bu yönüyle yemek, Diyarbakır’da sosyal yaşamın da önemli bir parçasını oluşturuyor.
Yöre halkı için Hıllorik Aşı, kuşaktan kuşağa aktarılan bir mutfak mirası olmanın ötesinde, kentin kültürel kimliğini temsil eden değerlerden biri olarak görülüyor. Günümüzde gastronomi etkinlikleri ve yerel tanıtım çalışmalarıyla daha geniş kitlelere ulaştırılmaya çalışılan bu lezzet, Diyarbakır mutfağının zenginliğini ve çeşitliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.