Diyarbakır halkı, Hz. Muhammed’e duydukları sevgiyle bu güle “Muhammediye” adını veriyor.
Diyarbakır’da sabahın erken saatlerinde toplanan, pembe renkleriyle göz kamaştıran ve mis kokusuyla kalplere ferahlık veren bir gül var: Muhammediye Gülü. Bu gül, yalnızca bir bitki değil; inananların gönlünde derin bir sevginin, saygının ve bağlılığın ifadesi.
Asırlardır Anadolu topraklarında yetiştirilen bu zarif gül türü, Hz. Muhammed’e duyulan muhabbetin somut bir yansıması olarak “Muhammediye” ismiyle anılıyor. Bu isim, sadece güzel kokusundan ya da şifalı özelliklerinden dolayı değil, onun temsil ettiği maneviyat sebebiyle verilmiş. Çünkü halk, bu gülde Peygamber Efendimizin zarafetini, inceliğini ve rahmetini görüyor.
Muhammediye Gülü, Diyarbakır’da hem şifa hem de sembol olarak yaşatılıyor. Onunla hazırlanan gül şerbeti, sıcak yaz günlerinde serinlik verirken; gül reçeli, kahvaltı sofralarında hem mideye hem gönle hitap ediyor. Ancak bu ürünler yalnızca damak tadına yönelik değil, aynı zamanda bir kültürün ve inancın izlerini taşıyor.
Yapraklarından elde edilen şerbetin, kalp çarpıntısını yatıştırdığı, akciğerleri rahatlattığı ve sindirimi kolaylaştırdığı halk arasında biliniyor. Ama en çok da, her yudumda Peygamber sevgisinin içildiğine inanılıyor.
Hazırlanışı da büyük bir özenle yapılıyor: Toplanan taç yapraklar cam şişelere yerleştiriliyor, üzerine su ve bir parça limon tuzu eklenerek güneşin altına bırakılıyor. Yedi ila on gün sonra süzülen pembe şerbet, hem serinletici hem de huzur verici bir içecek olarak sofralara geliyor.
Gül reçeli de aynı manevi hassasiyetle yapılıyor. Her bir yaprak, büyük bir titizlikle işleniyor. Şekerle buluşan gül yaprakları zamanla kıvam alırken, içerisine eklenen limonla tat dengeleniyor ve ortaya eşsiz bir lezzet çıkıyor.
Diyarbakırlılar için Muhammediye Gülü, yalnızca güzel kokulu bir bitki değil; bir vefa, bir sevgi nişanesi. Her sabah toplanan bu gül, yüzyıllar boyunca aktarılan gelenekle, Hz. Muhammed’e duyulan aşkın dili oluyor.
Bugün de Diyarbakır sokaklarında Muhammediye Gülü’nün kokusu yayılırken, o koku sadece burna değil, kalbe de hitap ediyor. Çünkü bu gül, bir peygamber sevgisinin çiçeklenmiş halidir.