Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde 2016 yılında temeli atılan ilçenin en büyük camisi Kurtuluş Camii, kılınan Cuma namazı ile ibadete açıldı.
Kurtuluş Camii’nde ilk Cuma namazı kılındı
Eski caminin yetersiz kalması nedeniyle 2016 yılında yıkılan Kurtuluş Camii’nin inşası 9 yıl sonra tamamlandı. Uzun süredir sadece alt katında ibadet yapılan caminin tüm bölümleri bugün vatandaşların hizmetine sunuldu.
Caminin açılışında kılınan ilk Cuma namazına Bismil halkı yoğun ilgi gösterdi.
Bismil’in en büyük camisi ibadete açıldı: 4 katlı ve 3 bin kişilik kapasite
13 Nisan 2016’da temeli atılan Kurtuluş Camii, 816 metrekare zemin alanı ve 1428 metrekare toplam kullanım alanına sahip. 4 katlı olarak inşa edilen caminin yüksekliği 42 metreye, minaresi ise 60 metreye ulaşıyor. 3 bin kişilik kapasitesiyle Kurtuluş Camii, Bismil’in en büyük camisi konumunda.
İlk hutbeyi Müftü Yardımcısı Yılmaz verdi
Caminin açılışında ilk hutbe, Diyarbakır İl Müftü Yardımcısı Dr. Selahattin Yılmaz tarafından verildi.
Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan “Ailede huzurun kaynağı: merhamet ve muhabbet” konulu hutbeyi okudu. Hutbede aile kurumunun korunması, gençlerin evlendirilmesi ve evliliğin kolaylaştırılması gibi konular ele alındı.
31 EKİM 2025 CUMA GÜNÜNÜN HUTBESİ
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan cuma hutbesinin bu haftaki konusu ailede huzurun kaynağı olan merhamet ve muhabbet olarak belirlendi.
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi takva sahiplerine öncü eyle!” ayetiyle başlayan Cuma hutbesinin tamam ise, şöyle:“Aile; Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetlerden bir tanesidir. Aile, ruhun sekinet bulduğu; insanın insana, cânın cânâna emanet edildiği güven yurdudur. İmanın gönüllere yerleştiği, ibadetlerin hayat bulduğu; iyiliğin, adaletin, doğruluğun, sevgi ve saygının öğrenildiği bir mekteptir. Aile, insanı kötülüklerden ve günahlardan koruyan sağlam bir kaledir. Ahlaklı bir nesli yetiştiren, şahsiyet ve kimliği şekillendiren, erdemli bir toplumu oluşturan muhabbet ve merhamet ocağıdır. ‘İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.’ ayetinde buyrulduğu üzere aile, ilahi rahmetin yeryüzündeki tecellisidir.
Aziz Müminler!
Ailenin her ferdi vazgeçilmezdir, önemlidir, değerlidir. Anne ve baba; fedakârlığın, huzurun ve şefkatin vücut bulmuş halidir. Çocuklar; Allah’ın eşsiz emanetleri, aile yuvasının nadide çiçekleridir. Anne ve babanın elinde bütün insanlığın hayrına yetiştirilmesi gereken cevherlerdir. Nine ve dede ise geçmişin mirasını geleceğe taşıyan, yerleri doldurulamayan, elleri öpülesi ulu çınarlardır.
Kıymetli Müslümanlar!
Büyük emek ve umutlarla kurulan aile yuvalarımız bugün nice tehditlerle karşı karşıyadır. Sapkın akımlar ve batıl ideolojiler, aile yapısını bozmaya çalışmakta, özgürlük bahanesiyle gayr-ı meşru birliktelikler aile olarak sunulmaktadır. Ailemizin ve toplumumuzun istikbali, devletimizin bekası, millet varlığımızın teminatı olan çocuklarımız külfetmiş gibi gösterilmektedir. Anne ve babalar, nine ve dedeler ise rahatlık ve konfor gerekçe gösterilerek yalnızlığa ve ilgisizliğe mahkûm edilmektedir. Dijital mecralarda fıtratımıza uygun olmayan bir takım içerikler; bazı sinema, dizi, reklam ve televizyon programları ile aile yapımız yıkıcı etkilere maruz bırakılmaktadır. Ancak şunu bilelim ki, bütün bu olumsuzluklar karşısında asla çaresiz değiliz. Bu sorunların çözümü; Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajları ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek ahlakıyla yoğrulan özümüze dönüşte saklıdır.
Değerli Müminler!
Ailemizi; Rabbimizin emrettiği, Resûlullah (s.a.s)’in hayatına aktardığı şekilde kurmak, sevgi ve saygıyla korumak, şefkat ve muhabbetle yaşatmak, iyilik ve adaletle geleceğe taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur. Dolayısıyla, ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.’ buyuran Allah Resûlü (s.a.s.)’in tavsiyesine uyarak aile yuvalarının kolaylıkla kurulmasına çaba gösterelim. Çocuklarımızın en mutlu zamanlarını lüks ve israfa kurban etmeyelim. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in, ‘Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olandır. İçinizde ailesine karşı en hayırlı olan da benim.’ hadisini kendimize rehber edinelim. Ailemizde nezaket ve zarafeti hâkim kılalım. Göz aydınlığı çocuklarımızın çokluğunu Cenâb-ı Hakk’ın lütfettiği büyük bir nimet ve bereket kaynağı olarak görelim. ‘Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik.’ ilahi hitabına itaat ederek aile büyüklerimize merhamet kanatlarımızı indirelim. Allah’ın rızasına ulaşmanın yollarından birinin de anne babanın rızasından geçtiğini unutmayalım.
Hutbemizi Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitirmek istiyorum: ‘Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi takva sahiplerine öncü eyle!"