Dünya genelinde kölelik sistemi kalkmış mı? Hiç sanmıyorum… günümüzün modern köleliği işçiler üzerinde uygulanıyor.
Emeğini, alın terini belli bir ücret karşılığında kimseye el avuç açmadan namuslu bir şekilde kazanan işçiler maalesef köle muamelesine tabi tutuluyor.
İşçilerin alın teri üzerinde büyüyen işletmeler ve kamu sektörü yeri gelince bir çırpıda emekçilerin işine son verip, emekçileri harcayabiliyor.
Bugün 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı… diğer adıyla DEM’li belediyelerin işçi kıyımı yıl dönümü.
31 Mart 2024 yerel seçimleri üzerinden bir yıl bir ay geçti. Bu süre içerisinde DEM Parti yönetimi kazandığı belediyelerde halka hizmet yerine işçi kıyımıyla işe başladı.
İşçileri kıyımdan geçiren zihniyet sözde işçi haklarını savunduklarını iddia ediyorlar. Bir müddei iddiasını ispatlamadığı sürece müfteri konumundadır, kaidesince müfteri olmaktan çıkamadılar.
Yalan, dolan, ajitasyon, mağduriyet edebiyatı yaparak halktan gerekli desteği aldılar. Yönetime gelir gelmez halka hizmet eden emekçilerin işine son vererek hem emekçileri hem ailelerini hem de halkı mağdur ettiler.
31 Mart yerel seçimlerden sonra tüm DEM’li belediyelerde olduğu gibi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin de ilk icraatı işçilerin işlerine son vermek oldu.
Modern çağın kölelik sisteminin çarkları arasında ezilen işçilerin durumu içler acısı… hiçbir güvenceleri yok. Yeri gelince bir tebligatla işlerine son veriliyor. Açılacak tazminat davasının işten atılan işçinin yaralarını sarmıyor bile. Bilakis işçinin işine son vererek işçiyi ve ailesini daha fazla mağdur ediyor. Toplumsal travmaların yaşanmasına neden oluyorlar.
Sözde işçi bayramı kutlanıyor… Hangi işçi bayramı… ezilen, hiçbir güvencesi olmayan, keyfi muamelelerle işlerine son verilen işçilerin bayramı mı kutlanıyor.
Sosyalist ve komünist tayfanın para babaları ve patronları özel villalarda denize nazır köşklerde ve saraylarda bir liberal ve kapitalist gibi keyif çatarken, emekçilere, halka ve ezilen topluma ise sosyalist ve komünist ütopyalarla yalancı cennetleri pazarlıyorlar.
Emek hırsızları emekçilere sözde devrimci selamları çakarak, birkaç yaldızlı söz söyleyerek işçi bayramını kutlarken, gerçek hayatta emekçilerin çilesi umurlarında bile değil.
İdeolojik ve siyasi nedenlerden dolayı işçileri toplu kıyımdan geçirip, sözde işçi haklarını savunduklarını iddia eden sosyalist ve komünist tayfa yine ezdikleri işçilerin sırtından provokasyonlarla ortalığı karıştırmaktan da geri durmuyorlar.
İnsan hakları, demokrasi, emek, iş, ücret gibi yaldızlı sözlerle çalışanın hakkını gasp edenler işçi bayramını kutluyor.
İşçilerin işlerine son veriyorlar… işçileri ve ailelerini mağdur ediyorlar. Utanmadan arlanmadan bunun üzerine işçilerin bayramını kutluyorlar.
Kapitalizm ve liberalizmin zemini kaygan ve omurgasız… Komünizm ve sosyalizmin de omurgasızlıkta ve kaygan zeminde kapitalizmden ve liberalizmden hiçbir farkı yok.
Kapitalist ve liberal ekonomide işçiler patronun zenginliğine zenginlik katarken, komünizm ve sosyalizmde devleti idare den şeflerin ve başkanların zenginliğine zenginlik katmakta.
Patron, şef, başkan işçinin sırtından geçinen birer asalak gibi, yeri gelince ideolojik nedenlerden dolayı emekçileri mağdur etmekten de geri durmuyorlar.
İşçi haklarını savunmakla övünüyorlar… en çokta sözde işçi haklarını savunduklarını iddia edenler onlar… yalanları batsın işçileri en çok mağdur edenlerde yine onlar.
31 Mart yerel seçimleri üzerinden bir yıl geçti, geçmesine de arkadan büyük mağduriyetler, acılı aileler, kederli emekçileri bırakarak geçti. Binlerce emekçi ve ailesi mağdur edildi. Kendi adamını, kendi örgütünün elemanlarını işe yerleştirmek mantığı ile hareket edildi.
İşten çıkarılan personel ve aileleri yapılan zulme sessiz kalmadı ve eylem yapmaya başladı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde eylem çadırı kuran işçi ve memur sendikalarının eylemi halen devam ediyor.
Diyarbakırlılara doğru dürüst hizmet getirmeyen DEM Belediyelerinin elle tutulur bir icraatları şimdiye kadar olmadı. Mağdur etme noktasında icraatları çok…
Sözde Kürtlerin hakkını savunduklarını iddia eden bu tayfa işten çıkardığı işçilerin hepsi Kürt ve bu yörenin insanları. Kendisi gibi düşünmeyen Kürdü Kürt’ten bile saymayan dışlayıcı ve faşist ürünün ortaya bıraktığı mağduriyetlerin haddi hesabı yok.
İşçi haklarını, proletaryayı savunduklarını iddia eden DEM parti belediyeleri engelli işçiyi bile işten çıkarmış bir zihniyete sahip.
3 Aralık Dünya Engelliler Gününde DEM’li yöneticiler, engelli bir Kürt evladını işten çıkarmaları bile hangi zihniyete sahip olduklarını gösteriyor.
DEM Parti’li belediyelerde yaşanan işçi ve emekçi kıyımı hukuki ve insani tüm sınırları aşmış durumda.
Bağlar Belediyesi’nden emekli olup tazminatlarını alamayan emekçiler yakın zamanda belediye binasına yürüdü… haklarını istedi. Ancak belediye onların haklarını da vermedi.
DEM'li belediye yöneticilerinin bunca işçi kıyımının gölgesinde 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramını kutlayacak yüzleri olur mu? Yüz yoksa olur diye düşünüyorum. Yüzsüzlük ve işçi kıyımı üzerine yapılan siyasette hedefe giden her yol meşrudur mantığı olunca neden işçi bayramın kutlamasınlar.
Dillerinde emek, emekçi, demokrasi, işçi hakları, insan hakları kavramlarını düşürmeyenlerin maskesi düştü artık… Belediye seçimlerinde DEM Parti yöneticilerinin oluşturdukları mağduriyet edebiyatı ve seçim sonrası emekçilerin hayatlarını karartması Diyarbakırlıları, emekçileri ve ailelerini kat be kat mağdur etmiştir.
Emeğe saygı dedikleri; emekçiyi kıyımdan geçirmek imiş.
Alın terini ideolojilere, siyasi görüşlere kurban edilecek kadar ucuz görenler gün gelir yaptıklarının hesabını bu halkın vicdanlarından yükselen itirazlarla ödemek durumunda kalacaklar.